Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve Karadeniz ülkeleri arasındaki taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılması ile ilgili konuların tartışılacağı KEİ’ye üye 12 ülkeden 6 ulaştırma bakanı ve 9 bakan yardımcısının katıldığı toplantının açılış oturumunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a, görevde bulunduğu sürece halkın refahı için gerek ulusal gerekse uluslararası gerçekleştirdiği projelerden ötürü Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği’nin (IRU), 65 yılda daha önce 5 kişiye verilen Büyük Onur Ödülü, IRU Genel Sekreteri Martin Marmy ve IRU Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Salah tarafından verildi.

Açılış oturumunda ayrıca Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan arasında Ulaştırma Ağlarının Eşya Taşımacılığının Geliştirilmesi İçin Ortak Eylem Prensipleri Anlaşması (TRACECA) ile Avrupa, Kafkasya, Orta Asya Ulaşım Koridoru Mutabakat Muhtırası ve Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan arasında Bakü, Batum, Trabzon Otoyolu Uluslararası Model Prensiplerine göre Geliştirilmesine Dair İşbirliği Anlaşması imzalandı. Konferansa Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Romanya Ulaştırma Bakanları, Afganistan, Bulgaristan, İran, Kazakistan, Rusya, Ukrayna, Yunanistan Ulaştırma Bakan Yardımcıları katıldı.

KRİZLE ROLLER DEĞİŞTİ

Toplantının açılış oturumunda konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye’nin 2008 yılından sonraki küresel ekonomik krizden en az etkilenen ülkeler arasında yer almasının en büyük nedeninin altyapı yatırımlarını hız kesmeden sürdürmesi, arttırması olduğunu söyledi.

2008 yılında dünya ekonomisinin üzerinde kara bulutların esmeye başladığını, 2009'da ise küresel ticaretin yarısının çöktüğünü ifade eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, şöyle konuştu:

"Küresel mali imkanları zora girmesi ile birlikte finans çevrelerinin geçmişte yapılan hatalı alım satımlarından dolayı küresel ticaretteki çöküş taşımacılığa katlanarak yansıdı. 2009'un sonuna doğru tekrar bir yükseliş trendini gördük. Yükselişte de paradigma değişkenliği oldu. Batı hala kriz konusunda bugün dahi henüz çıkış yolunu yöntemini tam geliştirilmediğinden dolayı ticaretin ve taşımacılığı Türkiye’yi ve Türkiye’yi çevreleyen ülkelere kaydığını görüyoruz. Kriz öncesinde yüzde 50'sini batıya yapan Türkiye kriz sonrasında yüzde 20 puan aşağıda olduğu dönemi yaşıyor. Artık dünyanın zenginlik merkezi üretim merkezi Türkiye'nin batısından doğusuna hareket ediyor. Bu küresel anlamda ekonomik paradigma değişimdir. Bir anlamda Amerika'nın elinde bulunan ekonomik üstünlük yavaş yavaş Uzakdoğu ve Ortadoğu'ya doğru bir kayma eğilimi olduğunu gösteriyor."

ALTYAPI YATIRIMLARINI KESMEDİK

Krize karşı dayanıklılığın bölgeden bölgeye farklılık gösterdiğini, Türkiye’nin 2011 yılında yüzde 9.1 ile Çin’den sonra en büyük küresel büyümeyi gösteren ülke olduğunu belirten Bakan Yıldırım, 2012 yılında cari açığın getireceği olumsuzluğu engellemek için kontrollü büyüme modelinin tercih edildiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürü:

"Türkiye olarak yaşadığımız bir tecrübeyi paylaşmak istiyorum. Türkiye olarak kriz geldiğinde tabi dış faktörleri yüzde 100 kontrol etme ve yönetme imkanımız yok. Ancak ülke içindeki politikalar pekala bizim elimizde olan bir şey Biz bir karar cerdik Kriz bizim özellikle alt yapı yatırımlarımızı etkilememeli. Mutlaka alt yapı yatırımlarını aynen devam ederek arttırarak devam ettirmeliyiz. Kriz bolunca yollara iletişim hatlarına yatırım yapmaya devam ettik. Bu sayede krizin etkinlerini en az düzeyde hisseden ülkelerin başında geldi. Halkımıza şu biz ülkemize güveniyoruz. Siz endişe etmenize gerek yok. Hükümetiniz gerekli tedbirleri alıyor. Yapmak söylemek kadar kolay değil tabi. Son 10 yılda sağlanan istikrar ve güvendir. Güçlü bir siyasi iradedir. Bu irade sayesinde alınan ararlar kolayca uygulanmıştır. Bunun iki şeye faydası olmuştur. Biri küresel krizin ülke ekonomisine olumsuzluklarını bertaraf etmiştir dana da önemlisi Türkiye'nin gelecek yıllarda alt yapısını bölge ülkeler ile entegrasyonunu sağlayan alt yapı yatırımları hız kesmemiştir."

ALTYAPIYI GÜÇLENDİRELİM

Türkiye’nin konumu itibarıyla yılda 24 trilyonluk gayrı safi hasılanın hareket ettiği bir bölgenin merkezinde bulunduğunu, dünya ticaretinin 1/3’lük bölümünün bu bölgede gerçekleştiğini anlatan Bakan Yıldırım, "Yapılacak işler ticari çalışmaların dünya ekonomisi için ne anlama geldiğini çok açıkça ortaya koymaktadır. Ülkeler olarak alt yapıların geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bölgesel iş birliği projelerine de hız vermeliyiz yıllardan beri KEİ de çok önemli çalışmaları var. Karadeniz'in en büyük sahil bandı olan Türkiye bu projenin 1/3’ünü bu dönemde tamamlamıştır. Bu da bölgenin hizmetine sunulmuştur. 2015 yılına geldiğimizde Türkiye batıdan ve doğuya sınırları içinde bulunan bütün sahil boyunca bulunan yollarını otoyol kalitesine çıkarmış bir ülke olacaktır. Taşımacılık bir ticaret değil ülkeler arasında turizmin gelişmesini sağlayan bir araçtır. Taşımacılık ile ilgili hem idari engelleri alınacak tedbirlerle azaltmak hem de fiziki engelleri alt yapı projelerini birer birer hayata geçirmeliyiz. Bunu yaptığımızda sadece ülke geleceğini değil bölgesel ve küresel barıya da katkı sağlamış olacaktır" diye konuştu.

DİĞER KONUŞMACILAR

IRU Genel Sekreteri Martin Marmy, IRU’nun 60 yıllık deneyimiyle gelecekte karayolu taşımacılığının kapıdan kapıya hizmetleri ile tek ulaşım aracı olacağına inandıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Her katılımcı bilmelidir ki karayolu taşımacılığı en düzenli taşımacılık yoludur. Uluslararası kurallara tabidir ve ülkeden ülkeye değişir. Kamyonların boyutları ve ağırlıkları için koşullar vardır bütün mevzuata rağmen IRU bunu desteklemektedir. İru 60 yıldan fazladır kolaylaştırma ensturamanlarını gelşitirmek için devletlere çağrıda bulunmaktadır. IRU bir özel sektör temsilcisi olarak hiçbir şeyi tek başına yapamaz, ülkelerin de destek olması gerekmektedir."

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Ruhi Engin Özmen de son 2 yıldır kurulan ortaklık ile lojistik sektörünün daha güçlü kılındığını belirterek, şunları söyledi:

"Ülkemizde de 2000'lı yıllarda hızla gelişen ulaştırma ve lojistik sektörünün küreselleşmenin rekabet alanı haline gelmiştir. Hindistan ve Çin'nin gelecekte tamamen üretim merkezi haline geleceğini düşünüyoruz. Günümüz 30 trilyona yaklaşan dünya ticareti yeni koridorlara göre şekillenmektedir. Türkiye olarak kesintisin ulaşım ve lojistik bir koridor sağlamak için çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. Son 5 yılda Ortadoğu karayolu taşımacılığında Türkiye'nin yüzde 116 artışını görmek mümkün. Günümüzde lojistik hizmetlerinde en önemli faktörler arasında hız ve etkinlik gelmektedir."



TG(TT/SS)