<p style="margin-bottom: 0cm"><strong><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Yaklaşık iki saat süren etkinlik sırasında antifaşist mücadelenin önder kadrolarının sudan bahanelerle kriminalize edilmeleri ve tutsak alınarak mağduriyet yaşamalarına acilen son verilmesi istenerek, sorumluları kınandı.<br /> <br /> TÜM POLİTİK TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILSIN<br /> <br /> 15 Nisan'da ATİK ve TKP-ML'li aktivistlere yönelik Almanya merkezli gerçekleştirilen tutuklamalara yönelik Hamburg'ta yoğun katılımlı bir panel gerçekleştirildi.</span></span></span></strong><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></span></span></p> <p lang="tr-TR" style="margin-bottom: 0cm"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Panele konuşmacı olarak Almanya'nın tanınmış ceza hukuku avukatlarından, 1989-90 yıllarında İstanbul'daki zamanın Devrimci Sol ana davasında çeşitli kereler gözlemci olarak yer almış hukukçu <strong>Gabriele Heinecke</strong> ile ATİK temsilcisi <strong>Metin Çiçek</strong> katıldı.<br /> <br /> ATİK temsilcisi Metin Çiçek Avrupa genelinde yürütülen operasyonun gelişimine değindikten sonra, Almanya ile Türkiye hükümetleri arasında süren birçok çelişkiye rağmen tutuklama operasyonu konusunda hükümetler arası işbirliğinin tesadüf olmadığına yer verdi. <br /> <br /> </span></span></span></p> <p lang="tr-TR" style="margin-bottom: 0cm"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><img width="640" height="324" alt="" src="https://avrupa-postasicom.teimg.com/avrupa-postasi-com/images/upload/2(25).jpg" /><br /> <br /> ATİK temsilcisi Çiçek, aralarında uzun seneler Türkiye cezaevlerinde tutsaklık yaşamış ATİK üyesi10 devrimcinin karşı karşıya kaldığı tecrit ve izolasyona yer verdikten sonra, dışarıdan gösterilen dayanışmanın önemini gündeme taşıdı.<br /> </span></span></span></p> <p lang="tr-TR" style="margin-bottom: 0cm"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><br /> Avukat Gabriele Heinecke ise Alman ceza yasalarına göre "terörist bir örgüte üye olmak" suçunu kapsayan 129a-b maddelerinin çıkış koşullarını ve bunlara zemin hazırlayan politik nedenler üzerinde durdu. <br /> <strong><br /> DAYANIŞMA HAREKETLERİ KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENMEKTEDİR</strong><br /> <br /> Bu tür maddelerin gündeme gelme nedeninin 1840'li yıllardaki köylü isyanlarından bu yana devam ettiğini açıkladı. Heinecke, uluslararası dayanışmanın çoğu kez</span></span></span><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><span style="color: #000000;" data-mce-style="color: #000000;"><span style="font-family: Arial;" data-mce-style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;" data-mce-style="font-size: 16px;"> 'terör örgütü" suçlamasıyla </span></span></span>ve sudan gerekçelerle kriminalize edildiğini açıklayarak, anti emperyalist ve devrimci mücadelenin uzun soluklu olmasını belirtti.<br /> <br /> Hukukçu Heinecke, Almanya'da PKK, DHKP-C ve TKP-ML'ye karşı yürütülen siyasal içerikli davaların önceki senelerde Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) örgütüne karşı sürdürüldüğünü belirterek bu konuda temelden bir anayasal reformun gerekli olduğuna dikkat çekti.<br /> <br /> Dinleyicilerden gelen soruların yanıtlanmasıyla son buldu.</span></span></span></p>