Solingen Katliamı’nın 20.yılı: Irkçılığın gölgesi hala peşimizde

Batı Almanya’da bulunan Solingen şehrinde yaşanan ırkçı saldırının 20. yılı’nda Yeşiller Partisi Federal Milletvekili, Göç ve Göçmen Politikaları Sözcüsü Memet Kılıç şu açıklamada bulundu:

Yayınlanma

                                                                                      

20 yıl önce, 29 Mayıs 1993 tarihinde, Neonazilerin Solingen’de ateşe verdikleri Türkiye kökenli insanların yaşadığı bir evde üçü çocuk beş kadın hayatını kaybetmişti. Solingen Katliamı, ardı ardına yaşanan ırkçı katliam ve saldırıların dehşet verici son hedefiydi. Tıpkı Hoyerswerda, Rostock ve Mölln de olduğu gibi Solingen Katliamı’nı da göçmenlere karşı giderek saldırganlaşan söylemlerle oluşan ırkçı siyasal iklim hazırladı. Göçmenlere ve mültecilere karşı özellikle Birlik Partililerin dışlayıcı ifadeleri 20 yıl önce bir kez daha Solingen’de masum insanların canına mal oldu.

NSU terör hücresinin işlediği ırkçı cinayetlerin soruşturmasında yaşanan ihmal ve hatalar serisi, Almanya'da ırkçılığın hep üstü örtülen ancak etkin olarak  mücadele edilmeyen bir olgu olduğunu yeniden gösterdi. Aynı şekilde günümüzde siyasetçiler de ayrımcı ve kışkırtıcı söylemleriyle yaşananlardan hala ders almadıklarını sürekli kanıtlıyorlar. Örneğin, Roman göçüne dair özellikle Birlik Partili siyasetçilerin açıklamaları ne yazık ki 1990’lardaki ifadeleri aratmıyor.   

Bugün çoğulcu toplumumzun en büyük düşmanı ırkçılıktır. Bu düşman sadece topyekûn mücadeleyle ortadan kalkar. Devletin imajına gelebilecek zarar gözetilmeden güvenlik güçleri, medya ve siyaset ırkçılığa karşı birlik içinde hareket etmelidir. 

Çokkkültürlü toplumsal yapımız ise ırkçılığa karşı en güçlü önlemimiz olmalıdır. Bu nedenle özellikle gençler arasında ırkçılığa karşı duyarlılık geliştiren sivil topluma kuruluşlarına verilecek destek ve göçmenlerin haklarını genişleterek güçlendirmek ırkçılıkla mücadelenin temelidir.


Sol Parti Berlin Parlamentosu milletvekili, iç politika ve katılım ve politik sığınmacılar sözcüsü Hakan Taş Solingen ırkçı cinayetlerinin 20.ci yılında yaptığı bir açıklama ile ırkçılıkla mücadele konusunda köklü dönüşümler talep etti


 
 Solingen ve sonu nerede?



Önce 23 Kasım 1993 de Schleswig-Holstein eyaletinin Mölln kentinde Türkiye kökenli insanların oturduğu iki ev kundaklanmış, birinci evde 8 kişi ağır yaralanmış, ikinci evde 3 kişi ölmüştü. Bunun ardından 29 Mayıs 1993 gecesi Kuzeyren-Vestfalya eyaletindeki Solingen kasabasında Genç ailesinin evi kundaklanmış, 5 kişi ölmüş, 8 kişi ağır yaralanmıştı.

Taş konuya ilişkin yaptığı açıklamada »Bu olayları tüm Almanya’da sayısız ırkçı saldırılar izledi, ancak çok kez olayların ırkçı niteliği ve ırkçılığın toplumsal boyutları göz ardı edildi,« dedi.

Hakan Taş açıklamasını şöyle sürdürdü: »20 yıl sonra NSU çetesinin cinayetleri ve akıl almaz bir yapısal sorumsuzluk, duyarsızlık ve ırkçılıkla karşı karşıyayız. NSU cinayetlerinin açığa çıkmasını izleyen dönemdeki tepkiler yerini günlük alışkanlıklara bıraktı. İmha edilen dosyalar ve sorumlu politikacıların bunları hasıraltı etme çabaları gerçekten köklü bir soruşturma niyeti olup olmadığı konusunda kuşkular yaratıyor.« Sol parti milletvekili Taş ırkçılıkla köklü bir mücadelenin koşullarını şöyle sıraladı: »Her şeyden önce ırkçılığın toplumsal ve kurumsal boyutu kabul edilmeli, göçmen kökenli insanlara ve Müslümanlara yönelik tek yönlü suçlamalardan vazgeçilmeli, ne olduğu belirsiz bir uyum politikası yerine bir eşit haklar ve katılım politikası uygulanmalıdır. Çok ivedi olarak anayasayı koruma örgütleri kapatılmalı ve hukuk ve güvenlik birimleri yeniden düzenlenip kültürlerarası yetkinlik kazanmalıdır.«

Taş, Solingen cinayetlerinin 20 ci yıl nedeniyle yaptığı açıklamaları şu görüşlerle tamamladı: »İnsanların, yalnızca göçmen kökenlilerin değil, hukuk devletine olan güveni ciddi şekilde sarsılmıştır. Daha fazla zaman kaybetmeden köklü dönüşümlere gidilmesinin zamanı geçmeden gerekenler yapılmalıdır!«


Yorumlar