Ahali sokaklarda, toplumun her kesimi yaşam mücadelesinde ayrı ayrı sorunlarla boğuşmaktayken: Tarifi mümkün olmayan bir korku yayıldı her yere!  

Tam da 9 Kasım anmalarına beş kala, okullara dek sıçratılmış bu korku: “Yahudilere saldırılabilir!”. Aileler okula göndermemiş çocuklarını.  

9 Kasım anmaları yıllardır, resmi anmalar ve antifaşist-antikapitalist kurumlarların anmaları olarak iki koldan gerçekleşmekteydi. Antifaşist-antikapitalist kurumların anmaları tarifsiz provokasyonları bertaraf etmeyi başardı (her yıl katılırım bu anmaya, çok büyük provokasyonlar bertaraf edildi geçen yıla dek). Bu yıl tam zirve olacak artık. Bakalım bu yıl nasıl bir sahne yaşatılacak bu diyarlarda da!  

Bir etkinlik vesilesiyle tesadüfen bir kiliseye de uğrayıverdim dün: Kiliselere de yönetmelik gönderilmiş ve konuşmaların içeriği değişmiş: TEK KELİMEYLE KORKUNÇ!!!  

Köln’den Frankfurt’a, Paris’e dek yeniden “Filistin’e özgürlük” yürüyüşleri yapıldı: Bu gün bütün bu yürüyüşler “Müslümanlık” şişesine tıkılarak Steinmeier’in konuşmasıyla tıpalandı. 

Dün Federal Meclis Başkanı Steinmeier (SPD-Cumhurbaşkanı olarak geçiyor Türkçeye): “Hamas terörüne karşı İsrail’le dayanışma” mitinginde çok sert bir dil kullandı.  

Steinmeier’in konuşmasının ana hatları:“Antiseministlerin bu ülkede yeri yok. İsrail’in yanında olduğumuzun altını çiziyoruz. Ve antiseministleri bu ülkede barındırmayacağız...”  

Ve tam bu konuşmanın ardından: Geri Gönderme Merkezleri’ndeki polis istihdamındaki sorunlar, göndermenin hızlandırılmasında maliyetin azaltılması yönlü sayısız haber geçmeye başladı.  

Ve tam bu konuşmanın ardından biraz önce

“Almanya’daki Türkiyeliler neden İsrail yanlısı eylemlere katılmıyorlar?” manşetleri atılıp, Berlin camilerindeki-kıraathanelerindeki Türkiyelilerle röportaj denemeleri aktarıldı uzunca. “Müslümanlar Alman Basınına konuşmak istemiyor” denilerek kapatılmış yazılar.  

-----------------------  

Okullarda öğretmenler resmen mahsur kalmış bir durumda bulmuşlar kendilerini: “Antiseminizmi anlatma görevi, tarihi bilgileri aktarmanın dışında bizim görevimiz değil. Tiktok, Youtube, Facebook yayınları dizginsizce etkiledi çocukları. Ve bize bu gündemli bir yönetmelik iletildi. Büyük bir korku dalgası sardı okulları. Çocuklar okula gelmemeye başladı. Aileler kaygılı olduklarını bildirdiler...”  

Ve tam bu dalganın ardından, “Okullarda Yapay Zeka Sistemi Merkezi”nin kurulduğu, bu merkezin başına bir kadın öğretmenin atandığı, ilginin büyük olduğu, eğitimde her alanda merkezi bir bilgilendirme sisteminin tamamlandığı haberleri sardı ortalığı... 

Deyip, hiç yorum yapmadan geçeyim...  

Gençlerin haykırdığı gibi: “Bu Titanik’te panik eksik!”  

Fırtınaları atlattık, tufandayız...