Sultan I. Bayezid tarafından 1396- 1400 yılları arasında yaptırılan Bursa Ulu Cami aynı zamanda dünyanın en önemli 'hat sanatı teşhirgahı'larından biri olarak nitelendiriliyor. Gerek mimarisi, gerek içinde bulunan hat sanatının nadide örnekleriyle Türk İslam Sanatı'nın en önemli eserlerinden birisi olarak gösterilen camide, Sultan 2. Mahmud'un da bulunduğu 43 farklı hattat tarafından kaleme alınan 87'si sabit 45'i levha üzerinde olmak üzere 132 tablo bulunuyor. Bu tablolarda başta Fatiha, İhlas ve Nas sureleri olmak üzere, Ayet'el Kürsi, 47 farklı ayet, 14 hadis, Esma'ül Hüsna'daki isimler, dualar, tesbih sözleri, beyitler ve şiirler yer alıyor.

RESTORASYON SONRASI 2 TABLO KAYIP

Ulu Cami'de 2009 yılında yapılan restorasyonda bu nadide hat koleksiyonun iki önemli parçası kayboldu. Tablolardan ilki, Osmanlı padişahlarından Sultan I. Abdülaziz döneminde 1868'de Enderun-i Humayun hadımlarından Mehmet Şerif tarafından yazılan ve Mülk Suresi'nin ilk ayetinin yer aldığı 170X230 santimetre boyutunda, kumaş üstüne inci işlenerek yapılan tablo. Kaybolan diğer bir tablo ise Ömer Lütfi tarafından 1929 yılında nesih yazı ile yedi satır halinde yazılan ve 'Tesbihat-ı Münciye' de denilen ve İslam tasavvuf kültürünün önemli isimlerinden İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin, 'Her kim ki sabah ve akşam bunu okursa ceza gününde Allah'ın azabından kurtulur' sözlerinin yer aldığı eser.

Bursa'nın önemli tarih yazarlarından Kazım Baykal, 1948'de kaleme aldığı 'Bursa'da Ulu Cami' adlı eserinde; 87'si sabit 105'i levha olmak üzere 192 tablo bulunduğunu aktarıyor. Bu tablolardan bazılarının İstanbul müzelerinde olduğu belirtilirken, bazılarının akıbeti ise bilinmiyor.

ETRAFI TAHTA PERDELERLE KAPATILMIŞ

Bursa Müftüsü Mahmut Gündüz, tabloların 2009'yılındaki restorasyon sırasında kaybolduğunu belirterek şunları söyledi:

"Çalışmalar başladığında, eserlerin bulunduğu şadırvanın etrafı tahtalarla kapatıldı. Bu süreçte tadilatı yapan işçiler dışında o bölgeye ne bizim personelimiz, ne de herhangi bir vatandaş giremedi. İşte ne olduysa bu arada oldu. Tabloların çalınmasının ardından cami personeli savcılığa ifade verdi ancak bir sonuç alınamadı."

Eserlerin çalınmasının kendilerini çok üzdüğünü vurgulayan Ulu Cami Onarım Donatım ve Bakım Derneği Başkanı İbrahim Şahin de, bu nadide eserlerin bir an önce ait oldukları yere getirilmelerini istediklerini belirtti.

PAHA BİÇİLEMEZ

Camiden çalınan eserlere paha biçilmeyeceğini belirten Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Doğan Yavaş, bu tabloların Paris ve Londra'da sergilenen dünyaca tablolarla eşdeğerde olduğunu anlattı. Eserlerin bulunması için girişimlerin yoğunlaştırılması gerektiğini söyleyen Yavaş, "Bu eserleri korumak devletin olduğu kadar biz vatandaşların da görevi. Tarihi hazinelerimizin yağmalanmasına mani olmak istiyorsak, öncelikle onlara sahip çıkmayı öğrenmeliyiz" dedi.

NG(FK/COŞ)