TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu Doğu ve Güneydoğu'da 1980 yılından sonra yaşanan terör olaylarında yakınlarını kaybeden, terörden zarar görenlerle görüşmek için gezisine Tunceli'den başladı. Başkanlığını AK Parti Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın yaptığı heyette yer alan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oyana Eronat, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Tunceli'de önce Vali Mustafa Taşkesen ile basına kapalı görüşme yaptı. Grant Şaroğlu Otel'e geçen komisyon üyeleri, yine basına kapalı olarak yakınlarını terör olaylarında kaybeden ve terörden zarar gören ailelerle görüştü. Akşam saatlerine kadar devam eden görüşme sonrası komisyon üyeleri hazırlayacakları raporları TBMM Başkanlığı'na sunacak.

Komisyon üyeleri, ailelerle görüşme yaparken, Tunceli Baro Başkanı Avukat Fatma Kalsen, Tunceli Valiliği'ni arayarak, komisyon üyeleriyle görüşmek istediklerini bildirdi. Vali Taşkesen, bu talebi komisyon başkanı Bostancı'ya iletti. Bostancı, önceden belirlenen kişiler ile görüşeceklerini belirtmesi üzerine Vali Taşkesen, Kalsen'e görüşmenin yapılamayacağını bildirdi.

Baro Başkanı Avukat Kalsen de görüşme taleplerinin kabul edilmemesini protesto etmek için basın açıklaması yaptı. Kalsen, hukukun üstünlüğünü dile getirmek ve 90'lı yıllarda bölgede yaşanan faili meçhul cinayetlerin toplum üzerinde yarattığı tramvayı komisyona anlatmak istediklerini, ancak görüşme taleplerinin kabul edilmediğini söyledi. Tunceli Barosu olarak, bu tavrın doğru olmadığını düşündüklerini anlatan Kalsen, şöyle dedi:

"TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun Tunceli Barosu ile görüşmek istememesinin anlaşılır bir durum olmadığını düşünüyoruz. Özellikle son dönemlerde TBMM İnsan Hakları ile dilekçe komisyonunun yaptığı çalışmalar, bölgemizi ve ilimizi yakından ilgilendiriyor. Geçmiş zamanlarda insan hakları komisyonu ve TBMM bünyesindeki komisyonlar, bu tür görüşmeler yaptıklarında, kameralar karşısında gözyaşları döken insanları dinledi. Basına açık olarak yapılan bu görüşmeler ilimizde basına kapalı yapılması da anlaşılır bir durum değil. 90'lı yıllarda yaşanan hak ihlallerine ve bölgede yaşanan faili meçhul cinayetlerin insanlar üzerinde yarattığı travmaları anlatmak istedik. Ancak bizim görüşme talebimize rağmen komisyonunun bize gösterdiği yaklaşım, insan haklarını korumak ve kollamak ile hükümlü olan baromuzun bu noktada muhatap alınmaması, bizim açımızdan komisyonun yapacağı inceleme ve araştırmaların samimiyeti ve ciddiyeti konusunda kuşku uyandırdığını söyleyebiliriz. Komisyon, insan hakları ihlallerini inceliyor, araştırıyorsa bölgedeki muhatapları bellidir. Barolar ve insan hakları örgütleri ile mutlaka görüşmelidirler. Çalışma yakınlarını kaybeden ailelerle sınırlı kalmamalı." 

TBMM İnsan Hakları Komisyon üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen Amasya Milletvikili Mehmet Naci Bostancı, yaptıkları görüşmelerle ilgili bilgi verdi. Bostancı, "Tunceli'de son 30 yıl içinde terör olaylarında hayatını kaybeden 13 mağdur kişinin aileleri ve yakınlarıyla görüştük. Bugün burada dinlediğimiz terör mağdurları bizlere 1980'li, 1990'lı ve 2000'lı yıllara ait olayları anlattılar. Dinlediğimiz olaylar arasında TİKKO'nun, PKK'nın eylemleri var. Yine aynı şekilde devlet içindeki çeşitli grupların haksız ve adaletsiz şekilde bize intikal eden olayları ve yaşanan mağduriyetler söz konusu. Köy boşaltmalar söz konusu bu olaylara ilişkin birinci elden olaya tanık kişilerden yaşananları dinledik. Bir kez daha şunu gördük ki arada uzun yıllar geçmiş olsa bile bu tür mağduriyetler insanların hafızalarında çok canlı şekilde yaşıyor. Bizim çalışmamız bu 30 yıllık süre içinde yaşananların bir toparlaması mahiyetinde olacak. Her kesimden insanları dinleyeceğiz" dedi.

Yaşanan olumsuzluklara ilişkin, politik anlayışı dikkate almaksızın mağdur kişilerle görüşmeyi hedeflediklerini anlatan Bostancı, "Amacımız bu yaşananların toplam resmine ilişkin safı, tarafı, politik anlayışı dikkate almaksızın alanda ne varsa sınırlar içinde bu ülkede her kim mağdur olduysa elbette onların hepsine ulaşamayacağız ama onları temsil edici mahiyette örnekler üzerinde resimlerin tamamını masanın üzerine koymayı ümit ediyoruz. Bu görüştüğümüz vatandaşlarımızla konuştuktan sonra çok yönlü olarak araştırmalarımızı yaptıktan sonra bir rapor hazırlamayı ümit ediyoruz. Türkiye'nin bu çok önemli can alıcı meselesine ilişkin çeşitli görüşler geliştirmeye çalışan barışı temin etmek için çalışmalar yürüten siyasi partilere sivil toplum kuruluşlarına katkı sağlar ve faydalı olur diye düşünüyoruz hazırlayacağımız raporun" diye konuştu.

Tunceli Baro Başkanı Necla Kaslen'in görüşme taleplerinin komisyon tarafından kabul edilmediği yönündeki bir soruyu yanıtlayan Komisyon Başkanı Bostancı, "Biz bu konular ile ilgili daha önce de çalışmalar yaptık. Bu konuda sürekli mesai içindeyiz. Ankara'da daha önce de bu konular ile ilgili çeşitli insan hakları derneği ve vakfı yönetici ve üyeleri ile bu konulara ilişkin görüşmeler yaptık. Bu konuları ihmal etmiş değiliz. İşin hukuki boyutuna dair görüşmelerimiz de oluyor. Bizim burada yürüteceğimiz çalışmanın kendine has, biraz önce ifade etmeye çalıştığım çerçevede doğrudan olayın mağdurlarını dinlemek üzere geldik. Bana intikal eden bilgi Tunceli Baro başkanının da bu görüşmelere katılma isteği yönündeydi. Bu talebi çalışmanın mahiyeti gereğince kabul edemedik. Yoksa baro ile görüşmemek diye bir durum söz konusu değil. Biz bizimle görüşmek isteyen herkes ile görüşürüz. Bize katkı sağlayacak her türlü görüşe açığız" diye konuştu. 

30 YIL ÖNCE YAŞANANLAR BUGÜNMİŞ GİBİ ANLATILIYOR

Komisyon başkanı Mehmet Naci Bostancı 81 yaşındaki yaşlı kadının 30 yıl önceki bir olayı bugün yaşanmış gibi anlattığına da dikkat çekerek şöyle konuştu; "Bugün dinlediğimiz mağdurlar yaşanan olayları anlatırken gerçekten ayrıca temsil edilmeye ihtiyaç duymayacak bir duyarlılık ve kalbi bir anlatımla bunu yapıyorlar. Bugün komisyonumuz bütün mağdurlar ile ilgili bu kanaate sahip olmuştur. Ama özellikle bir örneğe işaret etmek isterim. 81 yaşında bir bayan buradaki anlatımı kesinlikle hiçbir edebi berağatla ve hiçbir hukuki retoitle ifade edilemeyecek şekilde bize ne yaşandığını ve orada insanın ne çektiğini bize çok açıklayıcı bir konuşma yaptı ve bütün komisyonumuzu çok derinden etkilemiştir. Zaten bütün tanıklıklar böyleydi. Bu örneği şunun için verdim 81 yaşında muhtemelen okur yazarlığı olmayan bir insanımız ama yaşadığı acıyı olağan üstü o acıya denk bir dille anlatmasını biliyor."

TBMM İnsan Hakları Alt Komisyon Başkanı Mehmet Naci Bostancı, konuşmasının son bölümünde faili meçhul olayları hatırlatarak, "Faili meçhul cinayetler ve yakın geçmiş olaylar araştırılıyor. Bu bölgede faili meçhul olaylar oldu. Bunlardan birisi de kamuoyunun çok yakından bildiği Ayten Öztürk davasıdır. Komisyonumuz bu olaya ilişkin dosyayı özel yetkili cumhuriyet savcılığına göndermiş ve bu olayla ilgili yeniden bir soruşturma açılması için yeniden girişimde bulunmuştur. Bugünkü Türkiye'ye yakın geçmişe ilişkin ciddi gelişmeler yaşanıyor. Biliyorsunuz 12 Eylül davası başladı. Darbeleri araştırma komisyonu kuruldu. 28 şubat süreci sorgulanıyor şu an. Soruşturma ve arınma diyebileceğimiz bir süreçten geçiyoruz. Umut ediyorum ki bu süreç bütün faili meçhullerin ortaya çıkacağı bir süreç olur" diye konuştu.

Komisyon Başkanı Mehmet Naci Bostancı, Tunceli'den sonra Diyarbakır, Batman ve Siirt'te terör mağdurlarını dinledikten sonra bu konudaki çalışmasını bitirecek ve kapsamlı bir rapor hazırlayacaklarını sözlerine ekledi.



FD (GG/RT)