Prof.Dr. Atilla Uluğ, bölgenin depremsellik açısından Güneybatı Anadolu’nun en hareketli yeri olduğunu söyledi. Muğla Ölüdeniz açıklarından depremin meydana geldiği alanın karadaki faylar gibi olmadığını belirten Uluğ, bölgenin iki büyük plakanın sınırı olduğuna dikkat çekti. Prof.Dr. Uluğ, “Burada Girit yayı adı verilen yay var. Bu yay, Afrika plakasının Akdeniz’de Anadolu plakasının altına daldığı alandır. Bunun paralelleri de var. Tarihte pek çok kez 7’nin üzerinde büyük depremler olmuş” dedi.

TSUNAMİ OLMUŞ YİNE OLABİLİR

Bu yay üzerinde Rodos-Fethiya arasında tarihte tsunamilerin de olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Uluğ, tsunaminin gerçekleşmesi için derin deniz ve makanizmanın ters işlemesi gerektiğini vurguladı. Prof.Dr. Uluğ, “Düşey atımlı ve doğrultu atımlı depremlerde tsunami olma olasılığı çok zordur. Son depremde olduğu gibi depremin mekanizması ters atımlı olursa tsunami meydana gelir. Burada yine tsunami olabilir. Ancak, pazar günkü 6 büyüklüğünde deprem tsunami yaratmadı. Daha büyük olsa tsunami olabilirdi. Ancak, bu bölgede geçmişte olduğu için yine olabilir” diye konuştu.

USULE UYGUN BİNA YAPIN

Prof.Dr. Uluğ, bölgede daha önce de depremler meydana geldiğini ancak 6 büyüklüğündeki depremin dikkat çektiğini belirtti. M.S. 7.5 büyüklüğe eşdeğer depremler olan bölgede, 1957 yılında 7.1 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini dile getiren Prof.Dr. Uluğ, “Bir daha o büyüklükte depremin ne zaman olacağını söylemek zor. Fethiye ve depremin etkilediği alanlanlarda yaşayan insanlara, yaşadıları veya bulundukları binaları sağlamlaştırmalarını öneriyorum. Usule uygun yapılmış bir bina 7.5 büyüklükte bir depremde ağır hasar bile görse yıkılmaz” dedi.