Ülkemizdeki engelli sayısının her geçen arttığını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Keser, günlük yaşam içindeki kötü koşullardan kaynaklanan engellilik durumunun, bu koşulların düzeltilmesiyle ortadan kaldırılabileceğini aktardı. Prof. Dr. Keser, engelliliğin doğum öncesi ve doğum sonrası ortaya çıkış nedenlerine bakıldığında, bazı ailelerde birden fazla aynı tip engele sahip bireyler bulunduğunu, bu durumda engelin genetik temelli olabileceğine dikkat çekti. Prof. Dr. Keser, "Bazı bedensel, zihinsel, işitsel, ruhsal ve görme engellerinin sonraki kuşaklara, çocuklara geçtiğini görüyoruz. Bunun anlamı, söz konusu engel tipinin genetik temelli (ırsi) olduğu, aileye ve topluma yeni engelli bireyler katılacağıdır" diye konuştu.

Toplumda yaygın görülen birçok kas hastalığı, sağırlık, görme engeli, ruhsal bozukluk ve zihinsel yetersizliklerin genetik temelinin bilindiğini kaydeden Prof. Dr. İbrahim Keser, "Aileler yeni bir çocuk düşündüklerinde, genetik ve aile danışmanlığı alarak, önce anne ve babanın, sonra gebeliğin başlangıcında, bebeğin doğum öncesi genetik testleri yapılmalı" dedi. Prof. Dr. Keser, şöyle devam etti:

"Sonuç olarak, genetik bir değişiklikle ortaya çıkabilen bedensel, zihinsel, işitsel, ruhsal ve görme engelleri kalıtsal (ırsi) özellik taşımasından dolayı, engelli bireye sahip aileler, bu bireylere sağlık bakımı sunan sağlıkçılar, rehabilitasyon merkezleri karşı karşıya oldukları engelin, genetik temelli ve kalıtsal olup olmadığını mutlaka öğrenmeliler. Dolayısıyla genetik temelli engellerin artmaması için hem ailesel hem de toplumsal genetik taramaların yapılması gerekmektedir."