THY’ye ait bir uçakla saat 18.40’da Belarus (Beyaz Rusya)’un Başkenti Minsk’ten İstanbul’a gelen Ahmet Özal Atatürk Havalimanı VİP Salonunda gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevapladı.


"YILLARDAN BERİ SÖYLÜYORUM"

Devlet Denetleme Kurulu’nun 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü ile ilgili hazırladığı raporu gazetelerden takip ettiğini belirten Ahmet Özal, “Gazetede okuduğum kadarıyla raporda çok ciddi şüpheler var. Raporda fosfat zehirlenme ihtimalinden bahsediliyor. Mezarın açılıp açılmaması konusu yargının vereceği bir karar. Bizim dinimizde anlayışımızda meftanın rahatsız edilmesi hoş değil. Bugün o zaten zehirlenme meselesi ölümün normal olmadığını, kalp yetmezliğinin bulunmadığını biz yıllardan beri söylüyorduk ama artık bu ortaya çıkmaya başladı" dedi.

"Mesela mezarın açılıp zehirlenip zehirlenmediğini öğrenme meselesinden çıktı" diyen Özal, "O Allah'ın takdiriydi. Vefat etti. Zaten normal ölmediğini artık herkes biliyor. Zaten mezarı açılıpta eğer bu tespit edilecekse ki edilecektir, kimin yaptığını bulmadığın sürece o mezarın açılması o zehirlendiği artık biliniyor. Enteresan bir tarafı yok" şeklinde konuştu.

Özal "Mühim olan burada hep benim söylemeyece çalıştığım 1990'lı yılların başında özellikle 1993'te başlayan bir süreç var. Türkiye'de Uğur Mumcu'nun öldürülmesiyle başlayan Eşref Bitlis'in rahmetli babamın, Hablemitoğlu'nun Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç bunlar hepsi bağlantılı şeyler. Esas 90'lı yılların başındaki bu meseleyi ta 28 Şubat'lara kadar getiren hadise, o karanlık yılların hepsinin incelenmesi lazım. Hepsi bağlantılıdır. Bu devrin incelenmesi için bu otopsinin yapılması şart değil. Otopsi yapılabilir yapılmayabilir. Şart değil" dedi.

Özal, babasına ait saç örneklerininn kendisinde olup olmadığıyla ilgili bir soruya ise "Saç örnekleri bende değil" diye yanıt verdi.


DEVLET DENETLEME KURULU RAPORU

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili Cumhurbaşkanlığı tarafından Devlet Denetleme Kurulu görevlendirilmiş, hazırlanan rapor Cumhurbaşkanlığı Sitesinde şu şekilde duyurulmuştu:

“ 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 17 Nisan 1993 tarihinde vefat ettiği, aile fertleri, yakınları ve diğer kişiler tarafından ölümü ile ilgili olarak çeşitli iddiaların zaman zaman gündeme getirildiği bilinmektedir. Söz konusu iddiaları kapsayacak nitelikte bugüne kadar herhangi bir idari araştırma/inceleme/soruşturma ise yapılmadığı tespit olunmuştur. Olay etrafındaki toplumsal duyarlılıkları dikkate alan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kendisine bağlı Devlet Denetleme Kurulu’na 1 Ekim 2010 tarihinde, konunun ayrıntılı bir biçimde incelenmesi talimatını vermiştir. Bu kapsamda, Devlet Denetleme Kurulunca; Sekizinci Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal’ın vefatı ile ilgili olarak yaşanan süreç içerisinde gerek Köşk yerleşkesinde gerekse Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde yürütülen sağlık hizmetlerine dair idari iş ve işlemler ile olayın oluş şekli ve ölüm sebebine ilişkin olarak kamuoyuna yansıyan iddialarla ilgili tüm hususlar kapsamlı bir şekilde araştırılıp incelendi. Merhum Turgut Özal görevi başında vefat eden bir Cumhurbaşkanıdır. Ölümü uzun süredir devam eden ağır bir hastalık neticesinde olan ve beklenen bir ölüm değildir. Ölümü ani bir ölüm şeklinde gerçekleşmiştir. Görevi başında ve ani bir şekilde ölen bir Cumhurbaşkanı'nın ölümü her zaman şüpheli bir ölümdür. Bu itibarla ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla bir otopsi veya Köşk yerleşkesinde delil tespiti benzeri işlemlerin yapılmamış olması tam anlamıyla akıl tutulması ile izah edilecek bir durumdur"