Başbakan Erdoğan'ın terör örgütü üyeleri eğer silah bırakırlarsa başka ülkelere gidebilirler açıklamasına Kılıçdaroğlu, "Bu yeni bir açıklama değil. Öteden beri üzerinde durulan konulardan birisidir. Silah bırakıp başka bir ülkeye giderse zaten bizim söyleyeceğimiz fazla bir şey yok. Terör sonlanmasını isteriz. Silah bırakıp başka bir ülkeye gidip normal yaşamlarını sürdürürlerse bundan ayrıca memnuniyet duyarız" diye konuştu.

Gündemdeki 'Başkanlık Sistemi'ne tartışmasının yapay bir tartışma olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede işsizliği konuşalım. Dünya kadar sorunumuz var. Çözülmesi geren sorunlar var. Bunları çözelim. Biz bütün bunları bırakmışız, yapay bir gündemin peşinden gidiyoruz. Neden bu tartışmaya giriyoruz, gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Parlamenter sistemi güçlendirmemiz gerekir. Parlamenter sistem yürütme organın baskısı nedeniyle yetere kadar sağlıklı çalışmıyor. Yürütme organın baskını sağlayan yasalar, hangi yasalar, 12 Eylül yasalarıdır. Bunlara kaldıralım. Evet kaldıralım. Oturup bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Siyasi parti yasası partiler yasasını değiştirmemiz lazım" dedi.

Anadilde savunma ile ilgili parti içerisinde görüş ayrılıklarının olup olmadığıyla ilgili Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Her milletvekili önerge verirken grubun onayını alır. Kanun teklifi verirken grubun onayını alır. Araştırma önergesi verirken, gensoru verirken grubun onayını alır. Grup yönetiminden geçerse kabul olur. Grup yönetimden geçmezse ret olur. Bunun parti içerisinde ayrılık olarak yorumlamamak lazım. Sadece Hüseyin Ünal'ın verdiği teklifi değil, önerge veren pek çok arkadaşımızın önergeleri de kabul edilmemiştir. Bunun parti içerisinde ayrılık olarak değerlendirilmemelidir."