1999 seçimlerinden sonra milletvekili seçildiği halde yemin ettirilmeyen Merve Kavakçı, TBMM Darbe Komisyonu'na ifade verdi.

Kavakçı, TBMM'ye eşi Prof. Dr. Cihangir İslam ile birlikte geldi. Komisyona verdiği ifadede yemininin engellenmesi olayının Kanada'daki ilkokullarda hoşgörüsüzlük örneği olarak verildiğini söyleyen Kavakçı, başörtülülere karşı 28 Şubat'ının kökleşerek devam ettiğini belirtti.

2011'de TBMM albümü çıkarıldığında kendi özgeçmişinin yanına fotoğrafının konulmadığını belirten Kavakçı, partisinin kendisine gerektiği gibi sahip çıkmadığını ifade etti.

İlk maaşını çektiği halde Cemil Çiçek tarafından çekilmemiş gibi gösterildiğini savunan Merve Kavakçı, Cemil Çiçek  tarafından tahrif edilen belgelerin ortaya çıkarılmasını da istedi.

"Davalarımda partimin maddi ya da manevi hiçbir katkısı olmadı" ifadesini kullanan Kavakçı, İslamci medya tarafından da yalnızlaştırıldığını öne sürdü. "Hala yalnızım" diyen Merve Kavakçı, yemin etmeye geldiği 2 Mayis 1999 tarihinde Meclis'te adı konulmamış bir darbe gerçekleştirildiğini savundu.

Merve Kavakçı, dönemin Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay tüm gizli yazışmaların, Kozmik Oda'daki konu ile ilgili dokümanların ve dönemin MGK kayıtlarının, dönemin YSK kayıtlarının ve Uğur Dündar ile ekibi arasındaki telefon görüşmeleri kayıtlarının da incelenmesini istedi. Kavakçı, yemininin engellenmesi hadisesi ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"2 Mayıs 1999 tarihinde TBMM'de yaşanan olaylar sonucunda sadece benim görev yapmam engellenmedi, aynı zamanda bana oy vermiş olan seçmenin temsil hakkı da gasp edildi. O gün genel kurulda yaşananlar adı konmamış bir darbedir. Silahlı Kuvvetler gölgesinde silahsız DSP güçlerinin TBMM çatısı altında taşeronluğunu üstlendiği bir darbedir.

2 Mayıs 1999 günü Milli irade kısmen yok sayılmıştır. Seçme ve seçilme hakkı yok sayılmıştır. Din ve ifade hürriyeti engellenmiştir. Kadınlarının üçte ikisinin başlarının örtülü olduğu bir ülkede temsil merkezinde kadın ayrımcılığı yapılmıştır. Meclis'in itibarı zedelenmiştir. Bu ayıp Meclisimizin üzerinde kalmıştır. Meclis bu ayıbı ortadan kaldırmalı ve vatandaşımızın gözünde yara alan itibarını onarmalıdır."