İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Uludağ Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu öğrencilerinin organize ettiği 'Kemalist Gençlik Platformu'na konuşmacı olarak katıldı. Türkiye'de kahramanların hain, hainlerin ise kahraman haline getirilmeye çalışıldığını iddia eden Kocasakal, bunun en büyük destekçisinin ise medya olduğunu öne sürdü.

Medya ile sanal bir ortam yapılmaya çalışıldığını anlatan Kocasakal, Terörle Mücadele Yasası'nın 1991 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, "1991'de bu kanun yürürlüğe girerken, 'Hıyaneti Vataniye Kanunu' yürürlükten kaldırıldı. Çünkü bunlar birer yapı taşı. Çünkü biz 88 sene yattık. Cumhuriyet, balolarda korunmaz. Biz 'Bir ordumuz var. Korur' dedik. Ben Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal kimliğe sonuna kadar sahip çıkmaya çalışacağım. Ancak NATO'ya girildikten sonra ne kadar milli ordumuz var, onu da sormak lazım" diye konuştu.

Cumhuriyet Devrimi'nin yarım kaldığını ifade eden Kocasakal, "Cumhuriyet devrimi bir ameliyattır ve ama yarım kalmıştır. Ancak bu yarım kalan ameliyatı bizler tamamlayacağız. Bu bize ve size nasip olacak" diye konuştu.

Türkiye'nin tarihsel sürecinde iki tane önemli kırılma noktası yaşadığını söyleyen Kocasakal, bunlardan birisinin 10 Kasım 1938 Atatürk'ün ölümü, ikincisinin ise Türkiye'nin NATO'ya girişi olduğunu dile getirdi.

Birçok kavram ile Türk Milleti'nin aldatıldığını belirten Kocasakal, "Bu güne kadar birileri, Allah ile aldattı ve aldatmaya devam etti. Birileri de Atatürk ile aldattı ve aldatmaya devam ediyor. Bu gün Atatürk ismi bir çok yolsuzluğun, hırsızlığın, uğursuzluğa kalkan olarak kullanılıyor. Bu gün bir çok belediyede birçok yolsuzluk oluyor. Ama o belediye bir Deniz Gezmiş büstü dikiyor, Atatürkçü ve devrimci oluyor. Bunlara karşı da çok uyanık olmak lazım" dedi.

"YARGI BAĞIMSIZLIĞININ YERİNİ YARGI HAZIMSIZLIĞI ALDI"

Hükümetin, parti devleti kurmaya çalıştığını, orduyu tasfiye edip yerine polisi koyduğunu ve valilerin kömür, nohut dağıtıcısı olduğunu ileri süren Kocasakal, iktidarı Nazi Almanya’sındaki Hitler yönetimine benzetti. "Bir engel kaldı, o da yargı" diyen İstanbul Barosu Başkanı, "'Yargı bizi ayağımıza pranga' dediler, hedefe konuldu. Sonuç itibari ile yargı bitti. Türkiye'de yargı diye bir şey yok. Yargı bağımsızlığının yerini, yargı hazımsızlığı aldı. Yasama, yürütme, yargının yerini, yasama, yürütme kaygı aldı. Ancak Türkiye'de şu anda bir tek kuvvet kaldı o da yürütme. Türkiye'de milli irade deniyor ama milli irade diye bir varlık yok. Milli idareyi dünyada en çok Hitler ve Mussolini kullanmıştır. Bir seçimde ortaya çıkanın milli irade olmayıp, sadece ortaya çıkan sonuçtur. Yüzde 51 ne kadar milli irade ise 49'da o kadar milli iradedir. Ancak bu günkü hükümet milli iradeyi meclis iradesi olarak algılıyor" şeklinde konuştu.

"BÖLÜNME ANAYASASI'NI MEŞRULAŞTIRMAYACAĞIZ"

Yeni Anayasa'nın tuzaklarla yapıldığını ifade eden Kocasakal, şunları söyledi:

"Anayasa'nın 114 maddesi değişti. 175 maddelik Anayasa'nın 3'te 2'si değişmiş, geriye ne kalmış? 'Devlet ormanları korur. Devlet sanatçıyı korur.' Bu maddeyi değiştirmek için yeni bir Anayasaya mı ihtiyacın var senin? Çocuk mu kandırıyorsunuz. Hayır. Güneyimizde bir kukla devleti kuruluyor. Şimdi Suriye'de kuruluyor. Türkiye’yi parçalayacaklar. Bu anayasa emperyalizmin bir talebi. Bu Anayasa bölünme Anayasası olacak. Atatürk'e ve Cumhuriyet'e veda Anayasası olacak. Mesela bir yalan daha size başta güzel geliyor. Anayasalar ideolojik bir belge olmamalı. Anayasa bir devletin kuruluş belgesi. Mahiyeti gereği özellilikle ideolojik bir belgedir. Sovyetler Birliği Anayasası ile rejimini değiştirmiş Rusya'nın Anayasası bir olur mu? Rejimi değişmiş tabiatı itibariyle ideolojik bir begeledir Anayasa. Kim kimi kandırıyor? Yeni Anayasa ne zaman yapılır? Yeni bir devlet kuruyorsanız, devrim olmuşsa veya karşı bir devrim olmuşsa yeni Anayasa yaparsınız. Bunlardan hangisi oldu Türkiye'de? Karşı devrim oldu. Şimdi karşı devrimin Anayasası'nı yapıyorsunuz. Cemil Çiçek halk ilgi göstermiyor diye yırtınıyor. Tabii ilgi göstermez. Halkın böyle bir talebi yok ki. Anayasa sihirli bir değnek değil. O yüzden bunları insanlara anlatalım. Bizim duruşumuz net. Biz dünyanın, Türkiye'nin en büyük barosu olarak şunu görebiliyoruz. Sadece bizim fiziksel varlığımıza ihtiyacı var siyasi iktidarın. 'İstanbul Barosu bu çalışmalara katıldı' dedirtmeyeceğiz. Bu bölünme, tasfiye Anayasası'nın hiçbir yerinde olmayacağız, bunu meşrulaştırmayacağız. Sonuna kadar dere tepe gezip halka da anlatacağız. Halktan hiç umudumu kesmedim."

CHP'nin yenilenmesi gerektiğini ifade eden Kocasakal, 1920 yıllarında yaşanan heyecanın yeniden oluşturulması gerektiğini kaydetti. Kocasakal, Türkiye'nin AB'den uzak tam bağımsız bir yapıda olması gerektiğini savundu.