Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın da katıldığı Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen sempozyumda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Peygamber'in sünnetinin, İslam dünyasının neresinde yaşarsa yaşasın bütün müminleri düşünce, gönül, duygu, ibadet birliğine götürdüğünü söyledi. Coğrafya, ırk, renk, düşünce farklılığı olduğu halde sünnetin insanları birleştiren ve kaynaştıran en büyük kaynak olduğunu belirten Görmez, "Dünyanın neresinde olursa olsun, her Müslüman aynı dualarla yatağına yatar, aynı dualarla uyanır. Yemeğe aynı kelimelerle başlar, yemeği aynı kelimelerle bitirir. Peygamberin sünneti bu birlikteliği sağlayan en büyük kaynaktır" dedi.

Kuran-ı Kerim'in pek çok ayetinde Hz. Muhammed'in örnek olarak gösterildiğini kaydeden Prof. Dr. Görmez, asıl sorunun Hazreti Peygamber'in örnek ve rehberliğini, çağa taşıyamamada olduğuna dikkat çekti. Görmez, "Sosyal problemlerde çözüm üretebilmemiz için en önemli husus Peygamberimizin örnekliğinin bugüne taşınamamasıdır. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor" diye konuştu.

Hz. Muhammed'in yolunun, ebediyete kadar insanların yolunu aydınlatacak bir kaynak olduğunu anlatan Görmez, bu nedenle insanların Hz. Peygamber'in sünnetinden geleceğini inşa edecek o ruhu yakalamak zorunda olduğunu ifade etti. İslam dünyasındaki eğitim sorununa da dikkat çeken Görmez şunları söyledi:

"Eğer bizim Müslümanlığımız en büyük cahiliye adeti olarak kabul edilen ırkçılığı ortadan kaldırmıyorsa, eğer sünnet anlayışımız mezhepçiliği, fırkacılığı ortadan kaldırmıyorsa, bizim Peygamber yolu anlayışımız, İslam dünyasında zulmü ve zalimliği, diktatörlüğü ortadan kaldırmıyorsa, eğer ilim ve medeniyet coğrafyası olan İslam dünyası zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa, eğer savaş, katliam, işgal, ölüm, fakirlik, açlık, kıtlık, mahrumiyet, terör, cehalet, cahillik, bütün bunlar ortadan kalkmıyorsa demek ki bizim yeniden Peygamber yolu üzerinde, sünnet üzerinde düşünmek gibi bir mecburiyetimiz var. Resulü Ekrem'in hadisleri bize emanet edilmiş büyük bir hazinedir. Her bir söz yolumuzu aydınlatıyor."

BEKİR BOZDAĞ: IRKÇILIK EN BÜYÜK SORUN

Sempozyuma katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise bugün İslam dünyasında yaşanan sorunların en önemlilerinden birinin ırkçılık sorunu olduğuna dikkat çekti. İslam'ı, Allah'ın kelamı Kuran-ı Kerim'i doğru anlamanın, Hz. Muhammed'i doğru öğrenmek ve anlamaktan geçtiğini belirten Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bugün maalesef dünyanın pek çok yerinde, farklı kesimlerin Kuran'sız Hz. Muhammed'i anlamak ya da Hz. Muhammedsiz Kuran'ı anlamak konusunda farklı farklı görüşler ortaya koyanları duyuyoruz. Sosyal problemlere Peygamber yolundan çözüm denildiğinde, bu gözle İslam tarihine, Peygamber Efendimizin hayatına ve Kuran-ı Kerim'e bakıldığında, pek çok anahtarın orada görülebileceğini biliyoruz. Bugün İslam dünyasında yaşanan sorunların en önemlilerinden biri ırkçılık sorunudur. Kuran-ı Kerim'de Allah'ın 'Allah katında en üstün olanınız takva sahibi olanlarınızdır' buyuruyor ve üstünlüğün ölçüsünü koyuyor. Hangi kavimden, hangi milletten, hangi anadan, hangi babadan, hangi şehirden, hangi renkten, hangi dilden olduğunda değil, takvadadır diyor. Takvanın ölçüsü kimde, elimizde mi ? Değil. Terazisi bizde mi ? Değil. Bu teraziyi bilen, tartan, bu ölçüyü bilen sadece ve sadece Allah'tır. Bunu bilen bir Müslüman, buna hakkıyla inanan bir Müslüman etnik nedenlerle ırkçılık yaparak, ırkları yarıştırarak başka insanları öldürmek veya bu uğurda ölmek üzere terör örgütlerine katılabilir mi? Onun imanı İslam kabulü, onun kitabı Kuran, onun Peygamberi Hz. Muhammed buna izin verir mi ? Ama bakın, eğer bugün İslam dünyasının dört bir yanında insanlar değişik saiklerle de olsa ırkçılık nedeniyle ölmek ve öldürmek için terör örgütlerine katılabiliyorlarsa, canlı bombalara dönüp başkanlarının hayatına son verebiliyorlarsa, bunda herkesin ama herkesin, bu salonda olan, olmayan bütün Müslümanların sorumluluğu vardır. En büyük sorumluluk hiç kuşku yok ki İslam alimlerine düşmektedir. Çünkü bu olup bitenlerin olmaması için bizim daha fazla sizlerin daha fazla gayretine, elinizdeki kandille karanlıklarda daha fazla dolaşmanıza, elinizdeki ışıkla karanlıkları ve karanlıklarda kalanları daha fazla aydınlatmaya hepimizin ama hepimizin daha fazla ihtiyacı vardır."

İSLAM, ÖLDÜRMEYİ DEĞİL, YAŞATMAYI EMREDER

Bütün İslam dünyasındaki İslam alimlerine seslenen Bozdağ, "Lütfen daha fazla gayret, daha fazla çalışma. Cehaletin İslam yerine ikame edilmesine, cahilliğin Kuran ve sünnet anlayışıymış gibi Müslümanlar arasında kabul görmesine Allah için izin vermeyin" dedi.

İslam dininin teröre, terörizme, şiddete asla izin vermediğini, ölmeyi, öldürmeyi emretmediğini anlatan Bekir Bozdağ, "Aksine yaşamayı ve yaşatmayı emreder. İslam'ın ortaya koyduğu insan hakları, hukuk, eşitlik, adalet, temel hak ve hürriyetler ve diğer anlayışları biz doğru anlattığımızda, doğru takdim ettiğimizde, İslam'a ve Müslümanlara karşı yapılan bu karartma ve iftira kampanyasının dünyada güç bulması mümkün olmayacaktır" diye konuştu.

İki gün sürecek sempozyumun bugünkü bölümünde çeşitli ülkelerden gelen katılımcılar da sunumlar yaptı.



ZG(OA/ESM)