1999 DEPREMİ SONRASI YAŞANANLAR DERS OLDU


Faik KAPTAN - Murat ÇAKIR/İSTANBUL,   İSTANBUL'da yaşanacak olası bir deprem sonrası havalimanlarında bir kaos yaşanmaması, acil müdahale ekiplerinin anında görevlerinin başında olması ve gerekli lojistik desteğin sağlanması amacıyla İstanbul Atatürk Havalimanı’nda başlayan Havalimanlarının Afetlere Hazırlık Eğitim Programı ( GARD) çalışmaları sürüyor.   Bu çalışmalar  kapsamında, Atatürk Havalimanı'nda DHA'nın sorularını yanıtlayan Deutsche Post DHL Kurumsal İletişim ve Kurumsal Sorumluluk Direktörü Christof Ehrhart, “Atatürk Havalimanı zaten normal kapasite kullanımı olarak yüzde 90’ın üzerinde bir yoğunlukla çalışıyor. Bu bağlamda afet olması durumunda diğer havalimanlarının da aynı amaçla kullanıma sokulması ve bu kapasite paylaşımının yapılması gerekiyor” dedi.

Christof Ehrhart eğitim programının yürüttükleri aktivitelerin bir parçası olduğunu belirterek, “ Normalde yürüttüğümüz faaliyetlerin ötesindeki bu sorumluluğumuz GARD adını taşıyor. Yani havalimanlarının afete hazırlanması programı. Bir afet sonrası, hazırlıklı hale getirmek ve buraya aktarılacak yardım malzemelerinin depolanması ile dağıtılmasının planlanmasında yapılacak çalışmaları içeriyor.”

 


1999 DEPREMİ DERS OLDU

 


1999 depremi sırasında Atatürk Havalimanı’nda depremin ilk günü gelen yardım malzemelerinin dağıtılması ve tahliyesi sırasında bir kargaşa yaşandığı ve yaşanan bu olayların eğitim sırasında gözönüne alınıp alınmadığına yönelik bir soru üzerine  Christof Ehrhart, şöyle konuştu:


“ Yürüttüğümüz ve GARD adını verdiğimiz programın hazırlanma sebebi bu. Bu programda, bu tür durumlarda neler yapılması gerektiği planlanıyor ve buna yönelik hazırlıklar yapılıyor. Ne kadar hazırlıklı olduğunun tespiti yapılıyor. Sonrasında da limanın kullanımı ile ve limandaki farklı alanların kullanımı ile ilgili planlama yapılıyor. Bütün bunların sonucunda da bir değerlendirme çalışması gerçekleştiriliyor. Deprem yaşanması durumunda kaos olmasın, herkes ne yapması gerektiğini bilsin diye zaten bu progam ve eğitim yapılıyor. Bu bize ders oldu.”




Christof Ehrhart, GARD  programının 2009 yılında uygulamaya başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:


“ Proğram Endonezya, Bangladeş, Nepal ve Lübnan gibi ülkelerde uygulamaya başlandı. Türkiye farklı. Çünkü Türkiye gelişmiş bir ülke. İyi tesislere sahip. Bugün burada bulunan uzmanlarımızla bu program yürütülürken Türkiye gibi gelişmiş ülkelerde bütün bu tesislerden ve alt yapılardan faydalanılarak potansiyelin daha da iyileştirilmesi ve hayata geçirilmesi için bu programı yürütüyoruz. Türkiye’de çok iyi bir alt yapı söz konusu. Şimdi bu alt yapının farklı paydaşlar aracılığı ile nasıl kullanılacağına karar verilmesi gerekiyor. Burada hükümet var, devlet yetkilileri var, resmi kuruluşlar var ve DHL gibi ortaklar da var. Atatürk Havalimanı, zaten normal kapasite kullanımı olarak yüzde 90’ın üzerinde bir yoğunlukla çalışıyor. Bu bağlamda afet olması durumunda diğer havalimanlarının da aynı amaçla kullanıma sokulması ve bu kapasite paylaşımının yapılması gerekiyor. Bu sebepten dolayı da daha geniş kapsamlı bir plana ihtiyaç duyuluyor. Farklı havalimanları da devreye girmeli ve gelen yardım malzemelerinin depolanması, dağıtımı ile ilgili onlar da aktif rol alıyor olmalı ki insanlara mümkün olan en kısa süre için bu yardım malzemeleri ulaştırılabilinsin. ”


RAPOR HAZIRLANACAK




Programın sonunda bir rapor hazırlanacağını belirten Ehrhart , “ Biz buna değerlendirme adını veriyoruz. Ve de bu sayede oturup resmi yetkililerle kurum ve kuruluşlar beraber buradan bazı sonuçlar çıkarılıyor. Atılması gereken adımlar belirleniyor. Umut ediyoruz Türkiye’ye yeniden geleceğiz ve atılması gereken adımların neler olacağına karar vereceğiz “ dedi. 




FK (MK) (FOTOĞRAF)