KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, MÜSİAD Konya Şubesi tarafından düzenlenen ve Kıbrıs'ta yatırım imkanlarını anlattığı konferansa katıldı.

MÜSİAD toplantı salonunda düzenlenen programda konuşan Eroğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonomik faaliyetlerine tam anlamıyla 1985 yılında başladığını söyledi. Eroğlu, "Ekonomik faaliyete geç başladık, ama her geçen gün daha iyiye gidiyor. Anavatan Türkiye'de gerekli desteğide vermektedir" dedi.

BİR DEVLETTE OLMASI GEREKEN TÜM UNSURLAR VAR

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde daha da yatırıma ihtiyaç olduğunu belirten Eroğlu anavatandaki işadamlarından yatırım yapmasını istedi. Bir devlette olması gereken tüm unsurların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde olduğunu belirten Eroğlu, "Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var. Dünya kabul etmesede sadece anavatan tanısa da toprağımız var. Demokratik kurum ve kuruluşlarımız var. Bir devlette olması gereken tüm unsunlar var" şeklinde konuştu.

Kıbrıs'ta barış olduğunu, ancak anlaşmanın eksik olduğunu belirten Eroğlu, çözümün iki tarafın ortak kuracağı federal bir Cumhuriyet olduğunu söyledi.

İŞADAMLARINA ÇAĞRI

Kıbrıs müzakerelerinde yapılan görüşmelerden herhangi bir anlaşma çıkacağını düşünmediğini ifade eden Eroğlu, "Güney Kıbrıs Rum kesimi, AB dönem başkanı oluyor. Şubat ayında Güneyde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Böyle bir süreçte anlaşma için esneklik gösterileceğini düşünmüyorum. Anlaşma niyetlerinin olmadığını düşünüyorum. Onun için ekonomik yatırımlarımızı güçlendirmemiz lazım. Bu yatırımlar İngiltere'den, Fransa'dan gelmez. Nereden gelecek anavatan Türkiye'den bekleyeceğiz. İş yapan bir çok işadamımız var. MÜSİAD'ın da elini bizim tarafımıza uzatmasını bekliyoruz. Bir uğrak yerinizin de Kuzey Kıbrıs Türk kesimi olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çok zor günlerden geçiyoruz" diye konuştu.

MEVLANA SABRI GÖSTERDİK AMA MEVLANA'NIN SABRININ BİR SINIRI VARDIR

Eroğlu, ucu açık bir müzakerinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Eroğlu şunları söyledi: "Kofi Annan BM'ye şunu söyledi. 'Türkler yapılması gerekin yapmışlardır. Kendi devletlerinden vazgeçme pahasına Annan planına evet demişlerdir. Dolayısıyla hayır demesine karşın üzerlerindeki ambargoların ortadan kaldırılması gerekir' demiştir. Ama ne oldu. Rusya vetosu ile o rapor gürüşülemedi ve hala raflarda durur. Onun için biz ikide bir Rusya Federasyonu, Rum vetosuyla, Fransa'nın vetosuyla karşılaşacaksak benden sonra gelen on nesil daha müzakere masasında veya tutanak okuyarak geçirecektir. Bizim bu kadar sabrımız kalmadı. Mevlana sabrı gösterdik, ama Mevlana'nın da sabrının bir sınırı vardır, heralde. Biz o sınırı aştık. Dolayısıyla temennim bugün bize dışardan bakıp da anlaşamıyorlar diye konuşan ve gören insanların gerçekleri görmesi. Uzlaşmaz olan rum tarafının cezalalandırılması gerekirken bizi cezalandırmalarının büyük bir hata olduğunu anlamaları ve bugün var olan gerçekleri dikkate alarak bir karar vermeleridir."



MKY,HD (İA/RT)