Jeofizik ekibi ile yarımadanın çeşitli yerlerinde sismik araştırmalar yapan Prof.Dr. Ercan, deprem olduğunda yerin davranışını, yarımadadaki kırıkların nasıl davranacağını, yerin duyarlılığını ve ilçenin yapı durumuna uygunluğunu incelediklerini belirtti. Prof.Dr. Ercan özellikle, 6 kişilik ekibiyle afet yasası uyarınca Kentsel Dönüşüme taban oluşturacak yerin depremselliğini incelemeye başladıklarını söyledi. Prof.Dr. Ahmet Ercan, Ortakent-Yahşi, Gümüşlük, Turgutreis Beldesi'nde ve Akyarlar Köyü’nde bir haftadır çalıştıklarını kaydetti.

Bodrum İskele Meydanı, Neyzen Tevfik Caddesi, Marina bölgesinde, sismometre cihazı ile turistlerin ve vatandaşların şaşkın bakışları arasında ölçümler yapan Prof.Dr. Ercan, “İki ana kırık gözledik. Bunlardan birincisi Gökova Körfezi'nin güneyinde Bodrum, Gümbet, Bitez Karaincir, Akyarlar önünden Ege Denizi’ne kavuşan diri bir kırıktır. Bu kırık genç olduğu için 6.5-6.7 değerinde bir deprem üretebilir. Diğer kırık ise 12 metre atımı olan Kuzey Güney doğrultulu yaklaşık 15 milyon yaşındaki Gümüşlük Kocadağ önünden geçerek güneyde İstanköy'e, kuzeyde Didim'e doğru uzanan ana kırıktır. Bu kırığın 7 şiddeti dolayında geçmişte deprem ürettiğinin belirtilerini gördüm. Antik Myndos Kenti'nin batmasına da neden olduğunu tahmin ettiğimiz kırıktır. Bu nedenle tüm önleyici tedbirler alınmalı. Teke Yarımadası incelendiğinde en sağlam bölgenin Bodrum olduğu yaptığım çalışmalarda anlaşıldı. Bodrum'daki konutlar depremi güçlü olarak duyumsamayacak. Bu açıklamaya da bağlı olarak kat sayısının arttırılmasını da önermiyorum. Bodrum Türkiye'nin önemli bir gezginci alanıdır” dedi.

GÖKOVA'DA TSUNAMİ OLMAZ

Bodrum'da yıkım yaratacak bir deprem beklenmediğini belirten Prof.Dr. Ercan, “Bodrum'da bir depremin yıkım yaratması için 6.5 şiddetinden daha büyük olması gerekir. Bunun olasılığı da çok azdır. Yaşlı kırık olduğu için deprem üretemiyor. Gökova Körfezi'nde olacak depremler etkili olabilir. Bu depremlerde de Süpürtü (Tsunami) oluşma olasılığı göçüntü türü kırıklar olmadığı için çok azdır. Ancak Girit-Rodos dolaylarında oluşacak dalma-batma kuşağı depremlerinin oluşturduğu süpürtülerle etkilenebilir” dedi.

Bodrum'da bazı dağlık alanlarda inşaat yapabilmek için kazı alanları açıldığını belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Çok dik dağlar ortadan kaldırılıyor, inşaat alanları açılıyor, yer kazanmak için. Oysa tapu alanları yüzeyden 10 metre içindir. 10 metrenin altı özel kişilere ait değildir. Yönetmeliklerde bulunan açıklardan yararlanarak halkın toprağı olan yerler, kişilerin kullanımına geçiyor. Bu durum Bodrum'da oldukça yaygın. Bu gibi olumsuzlar kentsel dönüşüm ilkelerine aykırıdır” dedi.

ALTIN-GÜMÜŞ, KURŞUN-ÇİNKO-BAKIR VARLIĞI

Bodrum'un tarihi Myndos kentini de araştırdığını kaydeden Prof.Dr. Ercan, “Bodrum'da ana kaya var. 7-10 milyon yıl önce yanardağ patlamaları oldu. Bir çok yerde volkanik taşlar görmek mümkün. Bu patlamalar ana kayanın üzerini örtmüş. Bu yanardağ ağızlarının nerelerde olduğu belirlenirse, altın gümüş oluşumu ve bunun altındaki kireç taşlarında da kurşun çinko bakır varlığı araştırılabilir. Ayrıca anılan bu kırıklar boyunca sıcak su varlıklarının da olabileceği belirlendi. Bodrum kış turizmine açık bir kaplıca sağaltım (tedavi) kentine de dönüşebilir. Bununla ilgili araştırma yapmak isteyen belediyelerimize de destek vermeye hazırız” dedi.

YUNAN ADALARI DEPREMLE AYRILDI

Geçmişte olan depremlerin Bodrum'un bugünkü doğal yapısına ulaşmasını sağladığını belirten Ercan, “Yunanistan'a ait Kilimli (Kalimnos), İstanköy (Kos) adaları depremlerle Türkiye ana karasından ayrılmıştır. Göçüntüler sonucunda eski kentler su altında kalmış. Koylar, bükler oluşmuş. Bunların güzelliklerini depremlere borçluyuz” dedi.

Ercan, araştırma sonuçlarını Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a, 'Bodrum Yarımadası Kentsel Dönüşüm İlkeleri' adı altında sunacaklarını belirtti.