Buca Kaynaklar'daki olay, geçen yıl 25 Ekim'de meydana geldi. Bir yayla evinde hayvan bakıcılığı yapan Mehmet Ali Ayas, Buca merkezde Ahmet Hüsrev Şen ile alacak yüzünden kavga etti. Kavga, çevredekilerin araya girmesiyle önlendi, taraflar sakinleştirildi. İddiaya göre öfkesi dinmeyen Mehmet Ali Ayas, ilerleyen saatlerde çalıştığı çiftliğin sahibine ait pompalı tüfekle dönüp, iddiaya göre otobüs durağında, olayla ilgisi olmayan bir grup gencin üzerine ateş açtı. Durakta oturan 17 yaşındaki Ekrem İnceman'ı göğsünden, aynı yaştaki amcasının oğlu Kazım İnceman'ı önce bacağından, sürünerek kaçmaya çalışırken de başından vurup öldürdü. Ayas, olay yerinden geçen Mustafa Yılmaz yönetimindeki 35 DKZ 68 plakalı Buca- Kaynaklar minibüsüne de ateş açtı. Minibüs şoförü Yılmaz gaza basarak olay yerinden uzaklaşmayı başardı. Ayas, ardından da otobüs durağında oturan Şahin Hasan Sarıkaya ve Mehmet Gök'e tüfeği doğrultup ateş etmek istedi. İki kişi, durumu görence gece karanlığında kaçtı. Çevreye rastgele ateş açmaya devam eden Mehmet Ali Ayas bindiği otomobille olay yerinden kaçtı. Ayas, olaydan iki gün sonra jandarma tarafından yakalandı, çıkarıldığı mahkemece de tutuklandı.

İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan ilk duruşmaya, hakkında 5 kez ömür boyu hapis cezası istenen tutklu sanık Mehmet Ali Ayas, ölen gençlerin aileleri ile tarafların avukatları katıldı. Sanık Ayas, ifadesinde, Buca Kaynaklar Köyü'nde oturduğunu, buradaki kahvede bazı kişilerle zaman zaman tartışma yaşadığını belirterek, bunun Kürt kökenli olmasından kaynaklanabileceğini düşündüğünü söyledi. Hakimin, o bölgeye Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu'dan geçim temin etmek için gelen çok sayıda vatandaş olduğunu hatırlatıp, işvereninin Kürt kökenli olup olmadığını sordu. Sanık Ayas, bunun üzerine, işverenin Balkan göçmeni olduğunu bildiğini, bölgede kendisinden başka bir Kürt kökenli kişinin daha benzer problemler yaşadığını duyduğunu aktardı.

Daha önce 'yaralama' ve 'hakime hakaret'ten yargılanarak ceza aldığını, köydekilerin bunu bildiğini ifade eden Ayas, Kazım İncemen, Ekrem İncemen ve soy ismini bilmediği Hüsrev adlı kişilerle zaman zaman tartıştığını kaydetti. Ayas olay günü, Kazım'ın kendisine "Yediğin dayaklar az mı geldi? Her seferinde karşıma çıkıyorsun" şeklinde laf attığını belirterek, ayrı bir çiftlikte yaşayan anne ve babasının yanına gittiğini, annesinin ve babasının dövüldüğünü anladığını anlattı. Sabah tartıştığı kişilerin 4-5 kişi toplayarak anne babasının yanına geldiğini, kendisini sorduğunu ve onları tartakladığını aktaran Ayas, "Bunları öğrenince çalıştığım çiftliğe gidip patronun av tüfeğini aldım. Amacım gidip onlarla konuşmaktı, vurmak değil. Yolda İbrahim adlı kişiyle karşılaştım. Nereye gittiğimi sordu, ben de 'Domuz avlamaya' dedim, O da bana domuz fişeği verdi. Zira tüfekte mermi yoktu. Kahveye giderken otobüs durağında Kazım ve Ekrem'i gördüm. Tüfek sırtımdaydı bana 'O.... çocuğu, yediğin dayaklar az mı geldi' dediler. Üzerime geldiler, bir el ateş ettim. Sonrasını hatırlamıyorum. Ölen şahıslarla benim daha önce en ufak bir tartışmam, kavga ve husumetim olmadı. Onları nasıl vurduğumu da hatırlamıyorum. Oradan ayrıldım. Nereye gittiğimi dahi tam bilmiyorum. Kendimi bir kanalın içinde buldum. Sonra beni bulan jandarmaya tüfeği teslim ettim" dedi.

Ölen gençlerin aileleri, sanıktan şikayetçi olduklarını, en ağır cezaya çarptırılmasını istedi.

Duruşma, eksik evrağın tamamlanması ve gelmeyen tanıkların dinlenmesi için ertelendi, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.



BK(İÖ/SS)