Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Milliyet Gazetesi tarafından Konya'da Dedeman Otel'de düzenlenen 'Türkiye'ye yatırım, geleceğimize yatırım' konulu toplantıya katıldı.

Ekonomide markanın önemine değinen Bakan Ergün, marka başvurularının da arttığına dikkat çekti. Marka konusunda uyarıda bulunan Bakan Ergün, "Marka başvurusu yapılıyor. Ama dolaba kitleniyor. Biz markayı pazarda görmek istiyoruz. Dolaptaki markanın kimseye faydası yok. Pazardakinin faydası var. Bu marka başvurularındaki artışın pazara yansıması lazım, dolaba değil" diye konuştu.

Tarım kenti olarak bilinen Konya'nın sanayi şehri olduğunu ifade eden Bakan Ergün, 2002 yılında Konya'nın toplam ihracatının 129 milyon dolar iken, bu yıl sadece mayıs ayında 115 milyon dolar ihracat yapıldığını kaydetti.

BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ

Türkiye'deki ekonomik büyümede değinen Bakan Ergün, şunları söyledi:

"2012 yılında hedeflerimizi daha makul seviyede tuttuk. Yüzde 4 gibi büyüme hedefledik. Pazartesi günü açıklanan ilk çeyrek büyüme rakamı da Türkiye'nin hedefleriyle uyumlu bir şekilde. Hatta beklenenlerden çok yukarıda bir şekilde ilerlediğini göstermektedir. 3.2'lik büyüme oranı, beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Türkiye'nin böyle bir dinamizmi var. Bu dinamizm 2 kere 2'nin 4 etmediği bir alan çıkarıyor karşımıza. Herkes Türkiye ile ilgili ön görülerini hedeflerini revize etmek zorunda kalıyor.''

Dünya Bankası, IMF gibi Avrupa'daki bir takım kuruluşların Türkiye ile ilgili 2012 yılında sıfır büyüme görüleceği hatta, küçülme yaşanacağını telaffuz ettiklerinin belirten Ergün, ''Ama onlar Türkiye ekonomisini, dinamizminin noktalarını göremedikleri için veya bazıları Türkiye üzerinden spekülasyon oluşturmak için yapıyor olabilir. Türkiye bu dinamizmle bütün bunları bertaraf edecek bir güce sahiptir'' dedi.

RİSKLİ NOKTADAYIZ

Türkiye ekonomisinde oluşan güvenin reel sektöre de olumlu yansıdığını ifade eden Ergün şöyle konuştu:

"Milli gelirimiz 10 yıl önce 230 milyar dolardı. Bugün 780-800 milyar dolar seviyeye ulaştı. İhracatımız 36 milyar dolardan, 142 milyar dolar seviyesine çıktı. 10 yılda Türkiye bu sıçramayı gerçekleştirdi. 2002 yılında 140 milyar dolar olan özel sektör gücü, 235 milyar dolarlık bir özel sektör ortaya çıktı. Gelinen nokta bizim için yeterli değildir. Hatta riskli ve tehlikeli bulduğumuz yönü vardır. O da, orta gelir tuzağına düşmektir. Milli gelirde kişi başı 10 bin 500 dolar seviyesinde bir noktadayız. Böyle idare edemeyiz. Bu orta gelir tuzağıdır. İhracat yaptığımızı ülkeler çeşitlenmiş. Ama bu gelir bizim tatmin olacağımız bir gelir değildir.''

YÜKSEK TEKNOLOJİ VE KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER İHRACAT EDİLMELİ

Bakan Ergün, Ortadoğu ve Avrupa’ya ihraç edilen malların orta ve büyük teknolojik mallar olduğunu, yüksek teknoloji ve katma değerli ürünlerin ihracat edilmesi gerektiğini vurguladı. Ergün, ''Amerika Birleşik Devletleri gibi yüksek gelir tuzağına düşenler de var. Şimdi yüksek gelir tuzağının sıkıntısı yaşıyor. Amerika'da her ilde valiler, dünyayı dolaşıyor ve yatırım çekmeye çalışıyor. Onun için yüksek gelirde insanı rehavete sevk ediyor ve tuzağa düşüyorsunuz" diye konuştu.

ÜNİVERSİTELERE ÖNEM VERİYORUZ

Üniversite, sanayi işbirliğine önem verdiklerini ifade eden Ergün, teknoparkları geliştirdiklerini, işletmelere Ar-ge birimi kurma yetkisi verdiklerini, bugüne kadar 800 gencin tekno girişimi sermayesinden yararlanarak şirket kurduğunu söyledi. Ergün, nanoteknoloji gibi belirli alanlarda doktora ve yüksek lisans yapan öğrenciler içinde nitelikli burslar oluşturduklarını kaydetti.



MKY-HD(İA/AAA)