Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek ve Aydınlık Gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Sabuncu'nun da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında açılan davanın 7. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Perinçek, İP Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, İP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü hazır bulundu. Ayrıca Aydınlık Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Sabuncu'nunda aralarında bulunduğu 7 tutuksuz sanık da duruşmaya katıldı.


"GAZETECİLİK FAALİYETİMDEN YARGILNIYORUM"


Mehmet Sabuncu savunmasında 27 yıllık gazeteci olduğunu belirterek, "Ben burada herhangi bir suçtan değil gazetecilik faaliyetimden yargılanıyorum. Yayınlamadığım haberden dolayı yargılanıyorum" dedi. Ergenekon Davası'nda tutuklu olarak yargılana İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'ten talimat aldığı iddiasına değinen Sabuncu, İşçi Partisi üyesi olduğunu belirterek, "34 yıl Doğu Perinçek ile birlikte omuz omuza mücadele ettik. Perinçek benim ağabeyimdir ayrıca genel başkanımdır. Ayrıca Perinçek 40 yıllık deneyimli bir gazetecidir. Perinçek'in cezaevinden yolladığı notlarında bizi eleştirmiştir bazen de talimat vermiştir. Perinçek'in beni eleştirmesi ve talimat vermesi kadar normal bir şey yoktur. Hem mesleki olarak ustam hem de genel başkanımdır" diye konuştu.


"SES KASETLERİNİ YAYINLAMAMAK SUÇTUR"


Sabuncu iddianamede yer alan "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mehmet Ali Talat arasında gerçekleştiği iddia edilen telefon görüşmesinin Doğu Perinçek tarafından verilen örgütsel talimat sonrası ve talimatta öngörülen şekilde yayınlanmıştır. Bu talimatın verildiği kişiler arasında şüpheli Mehmet Sabuncu da bulunmaktadır" iddiasına da değindi. Sabuncu, "Bizler gazeteciyiz kamu adına görev yapıyoruz. Toplumun haklarını savunmak ve topluma bilgi vermek zorundayız. Tarihi süreçte bu haberler, bu ses kayıtları basın ödülüne layık görülecektir. Gazetecilik anlayışıma göre bu ses kasetlerini yayınlamamak suçtur" dedi.


Sabuncu, gazetedeki odasında yapılan aramada ele geçirilen "Savcı Cihan Kansız'ın Taraf Gazetesi'nden Yasemin Çongar'a sahte belge hazırlamaları yönünde talimat verdiği, bu belgeleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ile CHP'yi yıpratmak için kullanılacağı izlenimini veren" e-posta dökümlerine değindi. Sabuncu, "Bahse konu e-postalar evimin posta kutusuna beyaz zarf içerisinde konulmuş olarak buldum. Zarfın içine baktığımda bahse konu e-postalar çıktı. Biz gazetecilere bu tür belgeler gelir. Evimizin posta kutusuna koyarlar, isimsiz posta ile yollarlar kargo ile gelir. Bana da posta kutusuna koyarak yolladılar. E-postaları okudum ve inceledim. E-postaların sahte olduğu her halinden belliydi. Neden derseniz en basiti, Türkiye Başbakanı böyle içerikte bir belgeye imza olarak "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan" imzasını atmaz" dedi. Kendisine ulaşan e-postanın sahte olduğunu anladığını söyleyen Sabuncu, "Belgenin bizi yönlendirme bir haber yapmamızı sağlamaya yönelikti. Bu belgenin doğru olduğuna yüzde 50 emin olsaydık bu belgeyi benim masamda değil Aydınlık'ta okurdunuz. Bu e-postaları kamuoyuna duyurmanın tek yolu bana operasyon yaptırmaktı. Fikrim daha da netleşti bu e-postaları bana operasyon yaptıranlar hazırladı" diye konuştu.


"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMADIM"


Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "E-postaları çekmecede saklamanızın nedeni nedir?" sorusuna Sabuncu, "Bize devlet sırrı olabilecek nitelikte belgeler de gelir, biz bunları arşivleriz. Daha sonra yazılacak bazı yazılarda, konularda kullanılır" dedi. Mahkeme Başkanı Özese'nin "Gazetenin arşiv bölümüne niye göndermediniz" sorusuna Sabuncu, "Ben o belgenin varlığını bile unutmuştum. O kadar önem verdiğim bir belge değildi" diye cevap verdi. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun "Odanızda sizi töhmet altında bırakacak bir belge bulundu. Bu belgeyle ilgili bir suç duyurusunda bulundunuz mu?" sorusuna Sabuncu "Herhangi bir suç duyurusunda bulunmadım. Adli makamlara gitseydim bana gülerlerdi. Çünkü yasal olmayan bir belgenin altına o kişi kendi titrini yazmaz. O belgenin araştırılacak bir yanı yok" dedi. Sorular üzerine Sabuncu e-postaları haberleştirmedikleri için taraflarına da sormadıklarını, haber değeri de görmediklerini sözlerine ekledi. Duruşmaya öğle arası verildi.


(BB)