Avukat Hülya Gülbahar, Eğitim-Sen Giresun Şubesi tarafından düzenlenen, 'Kadına Yönelik Şiddet, Yasal ve Anayasal Haklar' konulu söyleşiye katıldı. Giresun Belediyesi Vahit Sütlaş Salonu'nda gerçekleştirilen söyleşiye katılım fazla olmadı. Burada konuşma yapan Avukat Hülya Gülbahar, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) bir devlet olarak kadına şiddeti önlemekte etkin politikalar uygulamadığı için mahkum edilen ilk ülke olduğunu söyledi. “Bu da Türkiye’nin durumunun berbat olmasından kaynaklanıyor ama aynı zamanda Türkiye’nin de şanssızlığı” diyen Gülbahar, şöyle konuştu: “Çünkü AİHM bu konuyu ilk defa gündeminde aldı ve yapılan başvuruları değerlendirdi. Nihayetinde de AİHM, Türkiye’nin şiddet gören bir kadını, savcılığa başvurduğu halde, kocasından koruyamayarak ayrımcılık yaptığı kararına vardı. Nahide Opuz’a 36 bin 500 Avro ödenmesini kararlaştırdı. İnanın bu kararı okuduğumda ağlayasım geldi. Yargıçların dehşet ve üzüntü içinde, ‘Biz bu mahkemenin yargıçları olarak gördük ki, bir devlet 8 bıçak darbesine 700 lira ceza verip, 8 taksitte ödetiyor. Demek ki şiddet konusunda bir şey yapmıyor’ şeklinde açıklamaları var. Bunlar çok ağır laflar.”

ÜLKEDE SOYKIRIM GİBİ CİNS KIRIMI YAŞANIYOR

Hülya Gülbahar, kadın cinayetleri ile ilgili rapor açıklandığında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 'münferit bir olay' dediğini hatırlatarak şöyle devam etti: “Bugün günde 5 kadın öldürülüyor. Dikkat edin, bu şiddet rakamı değil, cinayet rakamıdır. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Meclis’te yaptığı konuşmada, 2002–2009 yılları arasında açıkladığı rakamdır bu. Dolayısıyla ben buna ‘cins kırım’ diyorum. Bir cins bir cinsi günde 5’er  öldürüyor. Korkunç bir şey. Bu dünyanın hiçbir ülkesinde olmadı. 20 yıl sonra bu ülkede bir cinsin bir cins tarafından öldürüldüğünü tarih yazacaktır. Bütün dünyada bunu araştıracak. Soykırım gibi cinskırım yaşanıyor ülkede. Onun için münferit denilip geçilecek bir durum değil.”

Avukat Gülbahar, “Türkiye’de artık sağır sultanlar da biliyor ki, evlilik öncesi, evlenmeden vazgeçen kadının şiddete en fazla maruz kaldığı dönemdir. Daha sonra hamilelik dönemi geliyor ki, bu dünyada da böyledir. Ayrılma ve boşanma sonrası da şiddetin yaşandığı üçüncü aşamadır” diyerek konuşmasını şöyle tamamladı: “İlk şiddet uygulandığında 3 gün, ikincisinde bir aya kadar otomatik hapis verilecek. Bu ihlaller artınca 6 aya kadar hiçbir iddianame hazırlanmadan ve yargılanmadan cezaevine koyulacak. Ama bizim derdimiz bu kadar ağır yaptırımlar değil. Çünkü bu kadar ağır yaptırımlar olursa cezaevinden çıkan daha da şiddet uygulayabilir. Onun için ölçülü yaptırımlar olmasının en sağlıklı olacağını söylüyoruz. Biz bunları sadece kadın hakları için değil aynı zamanda erkek ve çocuk hakları içinde söylüyoruz.”



HK (TM/RT)