Antalya’da düzenlenen çalıştayın ardından Adapazarı’nda gazetecilere açıklama yapan Leyla Ekmen Epözdemir, çocuğu önce 'Birey' olarak görmek gerektiğine dikkat çekerek Türkiye’deki önleyici mekanizmanın olmadığını belirtti. Epözdemir, şunları söyledi:

"Türkiye’de çocuk koruma sistemi tortusal karakteristik özelliğe sahiptir. Önce fiilen bir sorunun orta çıkmasını bekler, önleyici mekanizmadan yoksundur. Sonrasında ise müdahale stratejilerini geliştirir. Bunun değişerek korunma ihtiyacının belirmesini önleme ve sonrasında da izleme, destekleme mekanizmalarını kapsamalıdır. Sorun ortaya çıkmadan önleyici ve iyileştirici tedbirleri almak gerekmektedir. Risk altındaki çocukları fark etmek için muhtar, sosyal hizmetler uzmanları, sağlıkçı, eğitimci ve adli kolluktan oluşan multidisipliner bir ağ oluşturularak çocuk hak ihlallerinin önlemek esas alınmalıdır. Sonuç olarak çocuk koruma hizmetlerinde üç temel aşama bir arada olmalıdır."

Suç işleyen çocuklar kadar suç işleyen annelerin çocuklarının düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Epözdemir, tutuklu veya hükümlü anneleri nedeni ile çocukların bebeklik döneminden başlayarak cezaevinde olmalarının vicdanen kabul edilemez olduğunu, emzirme süresince annenin cezasına erteleme getirilmesi gerektiğini söyledi.

Epözdemir, şöyle dedi:

"Çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince suç işleyen anneler için iki yıllık emzirme süresince ceza erteleme sistemi getirilmelidir. İki yıldan sonra da çocuğun anneyle birlikte uygun ortamlarda olması sağlanarak 'Sevgi, şefkat evleri' gibi ortamlar sağlanarak denetimli serbestlik uygulanmalıdır. Bir çocuğun sırf annesi suç işledi diye cezaevine konulması ve çocukluğunu cezaevinde geçirmesi ne vicdanen, ne ahlaken ne de adalet duygusuyla bağdaşmaz."



ZT(MB/İD)