İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz Davası'nda savunma yapan tutuksuz sanık Albay Cüneyt Sarıkaya, kendisiyle ilgili suçlamaların gerçeklikle bir ilgisi olmadığını iddia etti. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda aramalarda ele geçen belgelerde aleyhinde bir delil olmadığını belirten sanık Sarıkaya, "Mevcut suçlamalar varsayım olabilir. İddianamede de bazı bölümlerde 'Kanatine varılmıştır' ifadesinde bunun bir göstergesidir" diye konuştu. 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı'nda gerçekleşen seminere katılmadığının altını çizen sanık Sarıkaya, "suç tarihi olan 2003 yılında Kara Harp Akademisi'nde öğrenci subayıydım. Benden daha üst rütbedeki üst düzey komutanlarımın haberi olmadan onları atlayarak suça konu veri hazırlamam ya da yazışmalar yapmam askeri hayatın doğal akışına aykırıdır" dedi. 'Balyoz' ismini ilk kez 2010 yılında görsel ve yazılı basından duyduğunu anlatan sanık Sarıkaya, "2010 yılında ilk kez ifadeye çağrıldığımda Afganistan'da Kabil Bölgesi'nde bölge komutanı olarak görev yapmaktaydım. Savcılığa ifadeye çağrıldığımı öğrenir öğrenmez hemen yurtdışından Ankara'ya geldim ve ifade verdim. İfade verdikten sonra da iki kez yurtdışına gittim geldim. Bu da benim kaçmadığımın ve suçsuz olduğumun kanıtıdır" diye konuştu. Dijital verilerde adı geçtiği için suçlandığını anlatan sanık Sarıkaya, beraatine ve duruşmalardan vareste tutulmasına karar verilmesini istedi.


"ONURLU TÜRK SUBAYI OLARAK SUÇLAMALARI REDDEDİYORUM"


Tutuksuz sanık Albay Süha Civan kariyerinin en hasas döneminde sanık sandalyesinde oturduğu için derin üzüntü içinde olduğunu belirtti. "Onurlu Türk subayı olarak suçlamaları reddediyorum" diyen Sanık Civan, dava konusu seminere katılmadığını belirtti. Hukukun üstünlüğüne inanan biri olduğunu söyleyen sanık Civan, "Bu akıl tutulmasına son verilmesini ve bize bu komployu hazırlayan suçluların hakim önüne çıkarılmasını istiyorum" dedi.


"YÜZBAŞI RÜTBESİNİ HİÇ TAŞIMADIM"


Tutuksuz sanık Engin Kılıç ise sahte dijital verilerde rütbesinin deniz Kurmay Yüzbaşı olarak yazıldığına dikkat çekerek, "24 yıllık meslek hayatım boyunca Deniz Kurmay Yüzbaşı rütbesini hiçbir zaman taşımadım. Suç isnat edilen tarihte Deniz Kurmay Binbaşıydım" diye konuştu. Kılıç, "Sahte dijital verinin hazırlandığı iddia edilen 20-24 Ocak 2003 tarihleri arasında görev yaptığım Gölcük Kocaelinde konuşlu bulunan Anafartalar Denizaltısı ile Ege Denizi'nde seyir halinde ve sualtında dalışta 20 ila 250 metre altındaydım. Bahse konu tarihlerde görev yaptığım Anafartalar Denizaltısı'nın seyir halinde ve sualtında dalışta olduğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın 13 Ekim 2011 tarihli belgesinde, Donanma Komutanlığı'nın 9 Eylül 2011 tarihli Anafartalar Denizaltısı'nın tarihçesinde ve Ocak 2003'e ait dalış saatlerini gösteren denizaltı dalış karnemde bellidir" diye konuştu. Kılıç, "Bu suçu fiziken işlemem mümkün değil" ifadesini kullandı. Davada savunma yapan Gürkan Yıldız, Turgut Ketken, Cafer Uyar, Serhat Dizdar'ın da aralarında bulunduğu 16 tutuksuz sanık suçlamaları reddeti. Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı 9 Şubat 2012 saat 09.30'a erteledi.


(BB)