Tutsakların Sesi Platformu tarafından yapılan açıklamada 18 Mart'ın, “Politik Tutsaklarla Uluslararası Dayanışma Günü” olduğu hatırlatılarak, "Devrimci Tutsakların Sesini Alanlara Taşıyalım, Dayanışmayı Yükseltelim" çağrısı yapıldı. İşte o açıklamadan ilgili bölüm: 2015'den bu yana Erdoğan'ın faşist şeflik rejiminin yurtsever, devrimci, ilerici muhalefete ve onun öncülerine dönük fiziki tasfiye, ideolojik ve psikoljik ezme, yok etme saldırı konsepti kapsamında politik tutsaklar özel hedef durumunda. Polisin, jandarmanın gözaltı terörünü, mahkemelerin tutuklama ve keyfi uzun-ağır hapis cezaları yağdırma terörü izliyor; halklarımıza emekçilere bir yandan her an gözaltı, zindana atılma korkusu yaşatılırken diğer yandan hapishanelerde kazanılmış her türlü insani ve politik kazanımları gasp ederek hem tek tek devrimci öncüleri hem de onların varlık koşulu olan kolektif örgütlülüklerinin dağıtılması hedefleniyor, hapishaneleri birer işkence merkezi haline getirilmeye çalışılıyor. -Türkiye hapishanelerinde insanlık dışı koşullarda on binlerce kadın ve erkek politik tutsak var. -780 çocuk anneleriyle birlikte hapishanelerde büyüyor. -591'i ağır 1564 hasta tutsak var. Serbest bırakılmayan ağır hasta tutsaklar ölümün ağzına atılmış bulunuyorlar. Türk burjuva devleti devrimci tutsaklara daima ilan edilmemiş bir şavaş hukuku uygulaya gelmiştir. Mafyacı ülkücü katilleri serbest bırakmak için 2020’de yürürlüğe giren infaz yasası değişikliği de aynı görüş açısı ve zihniyetin yansımasıdır. Bu yasayla da politik tutsaklara yönelik yeni hak gaspları söz konusudur; başta muhalif basının verilmemesi, baskılara karşı çıkanlara disiplin cezaları verilmesi, açlık grevlerine zorla müdahale vb. yeni yaptırımlar getirilmiştir. Son dönemde pandemi bahane edilerek tecrit ve hak gaspları yoğunlaştırılmıştır. Tecride Son! Hasta Tutsaklara Özgürlük! Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!