İki despotik gücün Suriye halklarının iradesini yok sayan anlaşması kabul edilemez!

Rusya ve Türkiye 22 Ekim'de Soçi'de Suriye halklarının iradesini yok sayan ve Türkiye'nin işgalini -şimdilik de olsa - onaylayan on maddelik bir anlaşma imzaladılar. Anlaşmanın görünen yüzü kadar neleri gizlediğide önemlidir.

Veriler netleşene kadar yapılan yorumlar birer yorum ve spekülasyondan öteye gitmeyecektir. Şu anda kesin olan Rusya'nın bölgenin esas oyun kurucusu olduğu ve bunun Türkiye'nin desteği ile tescillendiğidir. Asıl üzerinde durulması gereken spekülatif değerlendirmeler değil, bu anlaşmanın kimler arasında hangi hak ve yetkiyle yapıldığı olmalıdır.

Anlaşma, ABD ve Türkiye'nin imzaladığı "ateşkes" anlaşmasında olduğu gibi, Suriye halklarını temsil etmeyen iki yabancı güç arasında yapılmıştır. Dolayısıyla bu anlaşma meşruiyetten uzak, bölge halklarının çıkarlarını ve iradesini temsil etmemekte, bu nedenle de kabul edilemez niteliktedir.

Anlaşma esas olarak Kürtler'in yaşadığı bölgeyi,yani Rojava'yı temel alıyor ve en azından şimdilik TC'nin işgal ve soykırım girişimlerini onaylıyor. Haliyle birincil muhatabı Kürtlerdir. Mevcut durumun devamı Kürt Halkını yeni yerinden göçertme ve soykırım tehlikesiyle yüz yüze getirmiştir.
 

Bir çok konuda çıkarları çatışan işgalci ve emperyal güçlerin, Kürtler sözkonusu olunca aynı düzlemde buluşmaları Kürtler'in öne çıkardığı yaşam ve yönetim modeliyle doğrudan ilişkilidir. Bu model sözkonusu güçlerin çıkarlarıyla çelişmektedir. Bu durum tüm anti-emperyalist ve demokrat güçlerin önüne Kürt Halkıyla dayanışma sorumluluğunu da yüklemektedir.

Bu çerçevede Kürt kökenli bir Sol Parti milletvekili olarak, Alman hükümetine yönelik taleplerimi yinelemek istiyorum: Öncelikle tüm diplomasi kanalları kullanılarak sömürgeci Erdoğan hükümetinin işgal harekatına son vermesi ve bölgeden cekilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde ciddi yaptırımlar kararlılıkla uygulanmalıdır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından Rojava için koruma garantisi temin edilmesi için girişimlerde bulunmalıdır. Ve Türkiye'ye tüm silah ticareti derhal ve kosulsuz-sartsiz durdurulmalıdır.