Yeneroğlu açıklamasında, "ülkemiz 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününe, medyanın tekelleştiği; gazetecilerin keyfi olarak yargılandığı, tutuklandığı; sendikalaşma ve örgütlenme hakkının engellendiği, editoryal bağımsızlığın olmadığı, basın kartı almada ciddi zorlukların yaşandığı bir baskı ikliminde girmektedir." dedi.

İşte o açıklama:

1. Medya Tekelleşmiştir: İktidar ve küçük ortağı, özgür ve tarafsız basını bir tehdit olarak görmektedir. Özel medya şirketlerinin iktidar tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak devralınması, medya kuruluşlarının iktidar ile güçlü bağları olan bazı grupların veya kamu ihale sözleşmelerine bağlı kuruluşlara aktarılması yoluyla medya tekelleştirilmiştir. Avrupa Komisyonu 2020 Türkiye Raporu’na göre, medyanın %90'ına iktidar yanlısı gruplar sahiptir.

2. Gazeteciler Haksız ve Keyfi Olarak Gözaltına Alınmakta ve Tutuklanmaktadır: 2020 yılında da çalışan gazetecilere yönelik baskılar yargı üzerinden; yakalamalar, gözaltı işlemleri ve ardından açılan mesnetsiz kovuşturmalarla devam etmiştir. Avrupa Komisyonu Raporu’na göre cezaevinde 120 kadar gazetecinin bulunması endişe vericidir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin raporuna göre ise 2020 yılında 86 gazeteci gözaltına alınmış, gazetecilere 361 dava açılmıştır. Ayrıca Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle, gazetecilere, yazarlara ve çocuklar ve ileri yaştaki vatandaşlar dâhil olmak üzere birçok sosyal medya kullanıcısına yönelik soruşturmalar ve tutuklamalar ciddi oranda artmıştır. 

3. Gazeteciler Sansüre ve Otosansüre Uğramaktadır: İktidar editoryal bağımsızlığı ortadan kaldırmış, basın üzerindeki baskılar nedeniyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Raporuna göre 306 gazeteci işsiz kalmıştır. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın raporunda katılımcıların yüzde 80,8’i sansüre uğradığını, yüzde 78,7’si ise otosansür yaptığını belirtmiştir.

4. Basın Kartı Almak Tamamen İktidarın Keyfiliğine Bırakılmıştır: Basın Kartı Yönetmeliği ile akreditasyon kriterleri değiştirilmiş, basın kartı almak zorlaştırılırken bu kartın iptal edilmesi kolaylaştırılmıştır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 2019 yılında 715 basın kartı iptal edilmiştir. Ulusal ve uluslararası gazetecilerin basın kartlarının yenilenmesi hususunda ciddi sorunlar yaşaması basın özgürlüğüne ağır darbe vurmaktadır.

5. RTÜK İktidarın Sansür Mekanizmasıdır: RTÜK aracılığı ile iktidarın güdümüne girmeyen medya kuruluşlarına idari para cezaları ve yayın durdurma cezaları verilmektedir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin raporuna göre RTÜK, medya kuruluşlarına 67 para cezası, 1 kapatma, 49 yayın durdurma, 6 uyarı cezası vermiştir.

6. İktidar Sosyal Medyayı Dizayn Etme Çabasındadır: Birçok basın ve yayın organının sosyal medya üzerinden çalışma yaptığı ülkemizde, Temmuz 2020'de çıkarılan kanun değişikliği ile iktidar sosyal medya üzerinde baskı ve denetimini artırmak amacıyla geniş düzenlemeler yapmıştır. Kanun ile sosyal ağ sağlayıcılarına yeni yükümlülükler getirilmiş, bu gerekliliklere uyulmaması halinde internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasının önü açılmıştır.

2021 yılına girdiğimiz bu günlerde yazılı, görsel ve sosyal medya çalışanlarının kabul edilemez baskı mekanizmaları ile kıskaca alındığı bir ortamda özgür kamuoyunun oluşumu mümkün değildir.

DEVA Partisi olarak gazetecilerin görevlerini bağımsız bir şekilde ve kaygı duymaksızın yapabildiği çoğulcu bir Türkiye bilinci ile “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlar; bu baskı ve sansür ikliminin son bulması için demokrasi ve özgürlük mücadelesinde özgür ve tarafsız basının yanında olduğumuzu bir kez daha tüm kamuoyu ile paylaşırız.