Avrupa Rizeliler Derneği'nin organize ettiği etkinlikte bir araya gelen hemşehriler hem yörelerinin geleneksel lezzetlerini tattılar hem kemençe eşliğinde horon teptiler. Yeni kurulan derneğin ilk etkinliğinde 7 Renk Halk Oyunları Grubu horon oynadı. Daha sonra Fırtına Muhammed olarak tanınan sanatçı Muhammed Kurt kemençesiyle sahne aldı. Kemençe eşliğindeki hareketli Karadeniz türküleriyle birlikte pisti dolduran Rizeliler uzun süre horon teptiler. “Asimilasyon baskısı altındayız” Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Avrupa Rizeliler Derneği Genel Başkanı Osman Demirtaş amaçlarının Rize kültürünü Avrupa'da yaşatmak olduğunu belirterek hemşehrilerinden destek istedi. Rizeli AKP Milletvekili Metin Külünk de davetliler arasındaydı. Konuşmasında Avrupa devletlerinin asimilasyon politikaları uyguladığını ileri süren Milletvekili Külünk, Avrupa'da yaşayan Türklere kültürlerine sahip çıkmaları çağrısında bulundu. Metin Külünk şunları söyledi: “Değerli hemşehrilerim burada ciddi anlamda farkında olduğumuz bir asimilasyon baskısı altındayız. Bu üzerinde bulunduğumuz topraklardaki devletler çok sabırlıdırlar. Kültürel politikalarındaki izledikleri yöntem sabıra dayalıdır. Biliyorum birinci nesilden hiç ümitleri yoktu. Onların burada kendilerine benzemesini çok beklediler, çok da uğraştılar. Ama o nesil, hani annelerimizin kulaklarımızda çınlayan var ya, 'oğlum sakın ha namazını terk etme, oğlum seni gönderiyorum ama aman ha' deyişlerini o nesil unutmadı. Çok ümitliydiler. Birinci kuşağın Avrupa'da kendilerini çok çabuk dönüştüreceğini, teslim olacağını bekliyorlardı. Olmadı. “Avrupa çok kültürlülüğü hazmetmiş bir kültür değil” Onun için aradan yıllar geçtikten sonra entegrasyon dediler, uyum politikaları dediler, uyum politikalarına uyumsuzluktan bahsettiler. Aslında söyledikleri şuydu: 'Siz asimile olmuyorsunuz, asimilasyona direniyorsunuz.' Yahu bu toplum, Türk toplumu Avrupa'da neye uyumsuzluk göstermiş? Mahallesinde neyin huzursuzluk kaynağı olmuş; neyin uyumsuzluk kaynağı olmuş? Bu soruların hepsine vereceğimiz cevap nedir? 'Hayır.' Türk toplumu Avrupa'da nerede olursa olsun hem iş hayatında hem sosyal hayatta bulunduğu yerin en güvenilir topluluğu olmuş. O zaman dertleri ne? Dertleri şu, aslında uyumun, entegrasyonun dil altında, hafızalarında sakladıkları şey, 'siz dönüşmüyorsunuz, asimile olmuyorsunuz, direniyorsunuz' diyorlar bize. Haklılar kendi perspektiflerinden. Çünkü Avrupa çok kültürlülüğü, çok dilliliği, çok dinliliği hazmetmiş bir medeniyet değil.”