ALMANYA

Kardeşi tarafından öldürülen Hatun Sürücü’nün oğlu, 20 yıl sonra sessizliğini bozdu

Almanya’da 2005 yılında erkek kardeşi tarafından öldürülen Hatun Sürücü’nün oğlu Can Sürücü, cinayetin 20. yılında ilk kez konuşarak hem annesine dair hatıralarını hem de yıllardır taşıdığı derin acıyı anlattı.

Almanya’da “töre cinayeti” ( veya 'namus cinayeti') tartışmalarını ülke gündemine oturtan olaydan sonra kimliği gizlenen ve koruma altında büyüyen Sürücü, YouTube’daki “Besuchszeit” programı ve açtığı sosyal medya hesapları üzerinden yaşadıklarını paylaştı.

7 Şubat 2005’te Berlin-Tempelhof’ta, 23 yaşındaki Hatun Sürücü’nün kendi erkek kardeşi tarafından sokak ortasında başına üç el ateş edilerek öldürülmesi, Almanya’da göç, kadın hakları ve töre baskısı üzerine büyük bir tartışma yaratmıştı. O dönem henüz altı yaşına basmak üzere olan oğlu Can Sürücü ise olaydan sonra devlet korumasına alınarak yeni bir kimlikle Reutlingen’de bir koruyucu ailenin yanında büyüdü. Yıllarca yerinin gizlenmesinin nedeni ise kendi ailesinden gelebilecek olası tehditlerdi.

Şimdi 26 yaşındaki Can Sürücü, çocukluğunun geçtiği Berlin'e dönerek hem eski evini hem annesinin öldürüldüğü yeri ziyaret etti. Annesinin adının yazılı olduğu anıt levhanın önünde uzun süre duran Sürücü, “Burada onun hayatı bitti, benimki değişti” dedi.

“Annem özgürlüğün ve kadın haklarının bir sembolüydü”

Sürücü, annesine dair az sayıdaki anılarından birini şu sözlerle aktardı: “Bir çocuk kaykayımı çalmıştı. Annem gelip geri aldı. Bu benim için gerçek bir kahramanlık anıydı.” Annesinin onun hayatı için verdiği mücadeleyi hatırlatan Sürücü, “Annem özgürlüğün ve kadın haklarının bir sembolüydü” diye konuştu.

Cinayet gecesini anlatırken ise en sarsıcı cümlelerini söyledi: “O gece beni hayatım boyunca takip edecek. Polisi odamda görünce ne olduğunu anlamadım. Sadece ağladığımı hatırlıyorum. Annemin nerede olduğunu sordum, kimse cevap vermedi.”

Sürücü, Berlin’deki ilk günlerinin ardından koruyucu aileye yerleştirildiğini, ancak yaşadığı travmayı uzun süre anlayamadığını aktardı. Ailesinin kendisi için velayet mücadelesi verdiğini ancak mahkemenin bunu reddettiğini söyleyerek, “Tanrıya şükür” ifadesini kullandı. 14 yaşına geldiğinde ise koruyucu ailesi ona tüm gerçekleri anlattı.

Bugün ailesine karşı hislerini açıkça dile getiren Sürücü, “Onlara karşı saf bir nefret duyuyorum. Başka bir şey hissedemezsiniz” dedi. Annesinin Türkiye’de genç yaşta kuzeniyle zorla evlendirildiğini, bu evlilikten kendi iradesiyle kurtulduğunu ve ailesinin baskılarına rağmen kendi hayatını kurmak istediğini söyledi.

Dayılarıyla küçük yaşta normal ilişkilerinin olduğunu, sinemaya gittiklerini, zamanla ilişkilerin bozulduğunu, annesinin başörtüsünü çıkararak ailesiyle bağını kopardığını anlatan Sürücü, o dönem hissettiği tedirginliği, “Bir şeylerin kötüye gittiğini anlamıştım” sözleriyle ifade etti.

Neden şimdi konuştuğu sorulduğunda ise şöyle yanıt verdi: “İnsanları bilgilendirmek istiyorum. Benim gibi zor şeyler yaşayanlara güç ve umut vermek istiyorum.”

Cinayetin ardından annesinin en küçük kardeşi 9 yıl 3 ay gençlik cezasına çarptırılmış, iki kardeş ise delil yetersizliğinden beraat etmişti. Üç kardeşin bugün Türkiye’de yaşadığı ve haklarında yeniden bir yargılama sürecinin sürdüğü belirtiliyor.