<p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>16 Mart 1988'de Halepçe'ye yapılan kimyasal silahlı saldırı sonucunda ortaya çıkan görüntü, hayatımda gördüğüm en kötü görüntüydü. Sokaklar, duvar dipleri kıvrılmış cesetlerle doluydu.</strong></span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Yakından baktığımda çoğunun birini korumaya çalışırken öldüğünü gördüm. Korumaya çalıştıkları bebekleri, çocukları ya da eşleri de ölmüştü.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Saddam Hüseyin'in askerlerinin Halepçe'nin Kürt nüfusuna ders vermek için rastgele attıkları sinir gazlarından korunmanın yolu yoktu.</span></span></p> <section aria-labelledby="recommendations-heading" data-e2e="recommendations-heading" role="region"> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Daha önce İran-Irak savaşı sırasında askerlere karşı kullanılan kimyasal silah saldırısı sonucunda ortaya çıkan dehşetli manzaraya tanık olmuştum. Ama bu sinsi, zalim gazların savunmasız kadın, erkek ve çocukları ne hale soktuğunu görmek daha kötüydü.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Irak hava kuvvetlerinin bıraktığı bu gaz bombaları ani etki göstermişti. Bu bombalardan birinin düştüğü bir odada yemek yeniliyordu.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Herkes ölmüştü; ama herşeyin bir-iki saniye içinde gerçekleştiği belliydi. Yaşlı bir adam ekmeğini ısırırken ölmüştü. Bir başkasının ise gülümsemesi sanki bir fıkranın ortasında asılı kalmıştı.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Diğerlerini ise yavaş ve acılı bir ölüm bulmuştu.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">BBC Türkçe'nin haberine göre vücudu neredeyse bir çember gibi kıvrılmış, başı ayaklarına değen bir kadın görmüştüm. Giysileri kan ve kusmukla kaplı, yüzü dayanılmaz bir acıyla buruşmuştu.</span></span></p> <h2 id="Sinir-gazı-ve-hardal-gazı" tabindex="-1"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>Sinir gazı ve hardal gazı</strong></span></span></h2> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Neden ölmüştü bu insanlar?</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">İran-Irak savaşının son haftalarında Halepçe halkı, İran askerlerini sevinçle karşıladıkları için. Saddam Hüseyin ve "Kimyasal Ali" lakaplı kuzeni Ali Hasan el Macid onlara bir ders vermek istemişti.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Irak hava kuvvetleri Halepçe'de değişik kimyasal silahlar kullandı: VX, Sarin ve Tabun gibi sinir gazları yanında, çok daha korkunç ve ilkel olan, Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma ''hardal gazı'' bunlar arasındaydı.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Kullanılan bombalardan bazısı bugün Halepçe'de bir müzede sergileniyor. Çoğunun içinde bir pervane bulunuyor, kimyasal maddeleri karıştırmak için.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Gazlı saldırıdan önce iki gün üst üste bildik bombalı saldırı yapılmıştı. Kimyasal Ali, gazların etkisini artırmak için evlerin camlarını kırmayı planlamıştı sanki.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">İran hava kuvvetleri benim de içinde bulunduğum küçük bir grup yabancı gazeteciyi Halepçe'ye götürdü. İran hükümeti, Saddam Hüseyin'in kendi halkına karşı işlediği suçu sergileyererek bir propaganda zaferi kazanacağını düşünüyordu.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">İranlı yetkililer saldırıdan sağ kurtulanların ölülerini gömmesini engellemişti, biz gittiğimizde görelim diye.</span></span></p> <h2 id="Beş-bin-ölü" tabindex="-1"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>Beş bin ölü</strong></span></span></h2> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Peki kaç kişi ölmüştü Halepçe'de? Belçikalı bir kimyasal silah uzmanıyla dolaşıp cesetleri saymaya çalışmıştık.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Zaman azdı. Iraklılar bizim orada olduğumuzu biliyordu; bizim oraya inişimiz sırasında helikopterlerimize ateş açmışlardı. Belki bize karşı kullanmak üzere yeni kimyasal silahlarla geri geleceklerini düşünüyorduk.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bu nedenle sayma işlemimiz acele ve yetersiz olmuştu. Ama 5 bin ceset olduğunu tahmin ediyorduk. Bazıları da dağ yolundan İran'a geçmeye çalışırken dağ eteklerinde ölmüştü.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bu rakam kesin olmasa da Halepçe saldırısı konusunda uzman kişilerce kabul görmüş bulunuyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Aradan çeyrek asır geçti; ama dehşet sona ermiş değil. Bombalama sırasında insanların sığınak olarak kullandığı bodrumlarda hâlâ hardal gazı kalıntılarına rastlanıyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Hızla buharlaşan sinir gazının tersine hardal gazı havadan daha ağır olduğu için dibe çökerek küçük baloncuklar oluşturuyor ve bunlar bugün de tehlike arz ediyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">İçinde bulunduğum ekip, bir evin bodrum katına inmişti. Oradaki eski halıda saklı kalan gaz artıkları gözlerimizde yanmaya ve saatler süren baş ağrısına yol açmıştı.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Yerde, gaz soluyarak ölmüş ve kaskatı olmuş iki sıçan ve bir kedi iskeleti vardı. Yakındaki başka bir bodrumda yine gaz kalıntısını soluyan bir adamın öldüğünü söylediler.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">İngiltere'nin Porton Down'daki askeri bilim kuruluşunun eski çalışanlarından kimyasal silah uzmanı Hamish de Bretton-Gordon, Kürt yönetimi ile Halepçe'deki gaz kirliliğine çözüm yollarını tartışıyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>Bretton-Gordon şunları söylüyor:</strong></span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">"Yeni bina yapıldığında temel kazılırken hardal gazı baloncuklarına rastlanıyor ve bu yüzden insanlar ölüyor. Bu konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz; gaz belirtisi görürsek insanları koruyucu önlemler almak istiyoruz. Halepçe temizlendiğinde diğer bölgeler gibi kalkınabilir."</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bretton-Gordon, Halepçe'de kullanılan kimyasal silahları Saddam Hüseyin'e kimin sağladığı sorusuna cevap vermenin de mümkün olabileceğini söylüyor.</span></span></p> <h2 id="Gazların-kaynağı-tespit-edilebilir" tabindex="-1"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>'Gazların kaynağı tespit edilebilir'</strong></span></span></h2> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">"Bodrumlarda rastladığımız gibi toplu mezarlarda da hardal gazı kalıntılarına ulaşmayı ümit ediyoruz. Ve bu gazı temel molekül bileşenlerine ayırabilirsek eldeki örneklerle kıyaslama olanağımız olacak."</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bretton-Gordon böylece hardal gazının kimyasal bileşenlerini hangi ülke, hatta hangi fabrika kaynaklı olduğunun tespit edilebileceğine inanıyor; ancak aynı şey sinir gazları için geçerli olamayacak.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">"İmalatçılardan örnek almak zor olacaktır; ama bunu yapar ve kaynak bulunursa ortaya güçlü bir delil çıkmış olacak ve Uluslararası Ceza Mahkemesi bu konuda karara varmak durumunda kalacaktır... Ama Irak'taki mevcut kimyasal depolardan örnek alınıp bunlar üzerinde çalışmak da mümkündür."</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bölgesel Kürt Yönetimi'nin bu planları onaylaması gerekiyor. Yetkililer, toplu mezarların açılmasına karar vermeden önce yöre halkına ve bazı şirketlere danışmak istediklerini belirtiyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Ama bu korkunç silahları kasıtlı olarak tedarik eden yabancı şirketler</span></span></p> <h2 id="Boynumuzun-borcu" tabindex="-1"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>'Boynumuzun borcu'</strong></span></span></h2> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde başbakan yardımcısı olarak görev yapan Kubat Talabani, "Ne olduğu ve nasıl olduğuna dair ayrıntılı bilgi edinmek, hem kendi açımızdan hem de kurbanlar açısından boynumuzun borcu" diyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Kimyasal maddeleri tedarik eden yabancı şirketler tespit edilirse onlara karşı harekete geçilecek mi sorusuna Talabani şöyle cevap veriyor:</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">"Kesinlikle, kesinlikle. Bu konuda çok ciddiyiz; kurbanların aileleri çok ciddi."</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Büyük bir kimyasal savaş gücüne sahip Rusya'nın Saddam Hüseyin'e istediği malzemeyi sağladığı düşünülüyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Dönemin Batı Almanya hükümeti de kimyasal silahların satışını yasaklayan uluslararası anlaşmalardan muaftı. Başka ülkeler de işin içinde olabilir.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Peki Halepçe'deki korkunç acılardan olumlu bir sonuç çıktı mı? Tuhaf ama, evet. Burada olanlar uluslararası arenada vicdanları rahatsız etti ve üç yıl sonra İngiltere ve ABD, kuzey Irak üzerinde uçuş yasağı ilan etti.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bu durum Saddam'ın Kürtlere saldırmasına engel olduğu gibi, onların Bağdat'ın denetimi dışında kalkınmasını da sağladı.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">1990'lardan itibaren elde edilen petrol gelirleri, Halepçe de dahil olmak üzere Kürt kentlerinde büyük bir dönüşüme yol açtı.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Fakat Halepçe'de hiç kimse 1988'de o gün yaşananları asla unutamaz. Bu olay hakkında konuşan öğrenciler hâlâ gözyaşına boğuluyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bombaların kimyasal etkisiyle bağlantılı olabilecek kanser vakalarına bugün bile rastlanıyor.</span></span></p> </section>