Darbelerin Türkiye’ye faturasının ağır olduğunu söyleyen Tekin şunları söyledi: "Söyleyecek çok şeyimiz var. 2002 yılından itibaren özellikle bu küresel örgütlerin tek başına bizim en duygusal alanımız dediğimiz, din alanında örgütlenen bir alan değil, bir küresel yapı olduğunu sadece bizler değil defalarca ve defalarca bir çok aydın ve köşe yazarları kitap yazıp söylediler. Darbelerin hayatımız içindeki acılarını en iyi buradaki nesil, bizler biliriz. 12 Eylül’ün bize faturası ağır olmuştur. Binlerce arkadaşımız maalesef yıllarca cezaevlerinde yatmıştır. İdam sehpalarına çıkmıştır. Darbe deyince aynı saatlerde aynı duyguları hissettiğimizi çok iyi biliyoruz. Keşke bu musibet yaşanmadan parlamentodaki siyasi partiler bir arada olabilseydik. Türkiye’nin ihtiyacı olan demokrasiyi daha çok özgürlüğü, Cumhuriyet’in değerlerini yaşatabilir bir duruma getirebilseydik. Keşke Sayın Erdoğan siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez kurumları olduğunu 1 yıl önce, 2 yıl önce fark edebilseydi. Keşke Sayın Başbakan darbeden sonra Cumhuriyetin değerleri değil, 10 yıl önce Cumhuriyetin değerleri diyebilseydi. Hepimizin farklı düşünceleri var. Farklılıklarımız bizim zenginliklerimizdir. Bu zenginliğimizi korumalıyız. Öyle korumalıyız ki büyük ülke olmalıyız." Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan Tekin şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı kandırıldık, aldatıldık diyor. Eğer bir ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı aldatılabilecek durumdaysa Divriği’de Bayburt’ta, Ardahan’daki yurttaşımız sadece çocuğum polis olsun diye rahatlıkla aldatılabilir. Gelin bu aldatılmışlık anlayışını biran önce ortadan kaldıralım. Bunu nasıl yapacağız, bir sistemle yapacağız. Kişiye dayalı değil sisteme dayalı, evrensel kurallara dayalı bir devlet yapısını inşa edelim."