Mayıs 2019’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için Alman Sosyal Demokrat Parti’den üçüncü kez aday gösterilen AP Milletvekili İsmail Ertuğ, ‘Türkiye otoriter rejimden parlamenter sisteme geçerse AB ile ilişkiler yeniden düzelebilir’ dedi.

23- 26 Mayıs’ta yapılacak AP seçimleri öncesi Artıgerçek’e konuşan Ertuğ Türkiye’ye ilişkin de mesajlar verdi.

Ertuğ ‘Türkiye’de 31 Mart seçimleri demokrasinin hala hayatta olduğunu gösterdi. 31 Mart aynı zamanda Avrupa Parlamentosu içindeki ilericiler olarak da bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir’ dedi.

‘’TÜRKİYE’NİN BİR AN ÖNCE DEMOKRATİKLEŞMESİ LAZIM’’

Türkiye’de demokratik adımların bir an önce atılması gerektiğini vurgulayan Ertuğ şöyle konuştu: ‘ Türkiye’de otoriter rejimden, parlamenter sistemeye yönelme olursa AB ile ilişkiler yeniden düzelebilir. Şu an Türkiye’de ciddi anlamda bir ekonomik kriz var. Üretim durmuş durumda. Bütün bunlar yanlış siyasetten de kaynaklanıyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi  ve hukuk devleti ilkesi olması yolunda ilerleme kaydedilirse  AB ile ilişikilerde bir yumuşama olabilir. Ancak şu anki konjonktürde ilişkilerde yumuşama görünmüyor. ‘

AP Türkiye’deki siyasi süreç konusunda neden sesiz kalıyor? yönündeki soruyu da Ertuğ  şöyle cevapladı:

‘AP sessiz kalmıyor. Tam aksine tepkisini açıkça gösteriyor. Bilindiği gibi bir süre önce Avrupa Parlamentosu Türkiye ile müzakereleri durdurma kararı aldı. AP verebileceği en büyük tepkisini bu şekilde göstermiş oldu. Örneğin gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener davasında medya özgürlüğüne ilişkin atıflar AB İlerleme Raporlarında yer almış ve eleştirilmişti. İki gün önce Cumhuriyet gazetesi yazarları ve gazetecilerin tekrar tutuklanmasına ilişkin gelişmelerin de İlerleme Raporlarda ayrıntılı bir biçimde yer alacağını  ümit ediyorum. ‘

Türkiye’nin Gümrük Birliği’nin derinleştirilmesi konusunda AB’den beklentileri olduğunu da hatırlatan Ertuğ, ‘Otokrat bir sistemin yerleştiği bir toplumda Gümrük Birliği’nin derinleştirilmesinden söz edilemez. Türkiye’nin her yönden ciddi adımlar atması gerekiyor’ dedi.

Avrupa Komisyonu Başkanlığı için yarışan Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili Manfred Weber’in ‘Türkiye  hiçbir zaman Avrupa Birliği üyesi olmayacak’ yönündeki açıklamasını da eleştiren Ertuğ, seçimlerden önce Sayın Weber’in sağ seçmenden oy alabilmek için bu yönde bir açıklama yaptığını söyledi.

AVRUPA’DA ARTAN IRKÇLIĞA KARŞI HAMLELER YETERSİZ

Avrupa’da son yıllarda artan ırkçılığa da dikkat çeken Ertuğ, ‘ Irkçılık ile mücadele konusunda maalesef yetersiz kalınmaktadır. Irkçılık  ile mücadele ancak okullarda ciddi bir eğitim ile mümkün olabilir. Örneğin öğrencilerin farklı kültür değişimi programları aracılığıyla  kültür zenginlikleri ile tanışmaları gerekiyor. Bu konuda ciddi adımlar atılmalı. Sağ ve ırkçı partiler son yıllarda yerel parlamentolara dahi girdi. Bunu engellemenin bir yolu da 26 Mayıs’ta tüm seçmenlerin sandıklara gitmesi gerekiyor. Genel olarak AP seçimlerine katılma oranı düşük. Sağcı partiler ancak seçimlere katılıp, ilerici partilere oy vermekle önlenebilinir’ şeklinde konuştu.

‘SAVAŞ BİTMELİ, SİLAH SATIŞLARI DURDURULMALI’

Suriye politikası konusunda AB’nin yürüttüğü politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz yönündeki soruyu da Ertuğ şöyle yanıtladı: ‘ Suriye politikası konusunda elbette AB tarafından yürütülen politikalar yeterli değil. Türkiye ile yapılan mülteci anlaşması sonrasında mülteci akını Avrupa’ya durdu. Ancak AB içindeki sağ kanatın mülteci politikası son derece sert ve insanlık dışı. Örneğin Libya’da mülteciler insanlık dışı koşullarda tutuluyor. Bütün bunlar mülteci akınını durdurmak bir yana, insanlık dışı uygulamalar. Mültecileri kurtarmak için oluşan sivil toplum örgütleri eğer insanların hayatını kurtarmak için bir ceza alıyorsa toplumda ciddi sorunlar var demektir. Savaşların bitmesi ve bütün silah satışlarının durdurulması gerekiyor. Savaşlar bittiği takdirde  mültecilerin kendi ülkelerine geri döneceklerini tahmin ediyorum. Çünkü mülteciler Avrupa’da emniyette olabilirler ancak mutsuzlar. Kaldıkları  ortamlar çok kötü. Umarım onlara güzel bir dünya bırakabiliriz. Mültecilerin barış içinde yaşamaları ve onlara güzel bir dünya, gelecek  bırakmak hepimizin sorumluluğu ve özlemi olmalı...’

İSMAİL ERTUĞ KİMDİR?

İsmail Ertuğ ailesi 1972 yılında İzmir Seferihisar’dan Amberg’e göç ettikten 3 yıl sonra dünyaya geldi. Endüstriyel yönetim asistanlığını  bitirdikten sonra sağlık sektörü iş yönetimi eğitimini tamamladığı Alman Merkezi Sigorta (AOK) şirketinde müşteri danışmanı olarak çalıştı. Eğitimini tamamladıktan sonra, ticari servislerde stratejik danışman olarak çalıştı. Ertuğ’un politik yaşamı onun 1999 yılında Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ve onun gençlik teşkilatı olan Jusos’a katılmasıyla başladı. 2004-2009 yılları arasında ve sonrasında 2014 yılına kadar Amberg Belediye Meclisi üyeliğini sürdürdü. Ertuğ halihazırda Bavarya Bölgesi Sosyal Demokrat Parti tahkim kurulu denetçiliği görevindedir. Ertuğ,  ilk kez Temmuz 2009’da Alman Sosyal Demokratlar adına Avrupa Parlamentosu üyesi olarak seçildi. 2014'te tekrar bu görev için seçildi. Ertuğ Yukarı Palatinate (Upper Palatinate) ve Aşağı Bavarya (Lower Bavaria) bölgelerini içine alan Bavarya bölgesini temsil görevindedir. Avrupa Parlamentosu’nda ise 2014'ten bu yana Ulaşım ve Turizm Komisyonu üyeliğinin yanında aynı zamanda Sosyalist ve Sosyal Demokratlar Grubu’nun Ulaşım ve Turizm (TRAN) Komisyonu koordinatörlüğünü yapmaktadır.

SÜHEYLA KAPLAN