Almanya'da haftalık yayımlanan yüksek tirajlı Der Spiegel dergisinde, Hasnain Kazım, Maximilian Popp, Samiha Shafy’nin ortaklaşa kaleme aldığı geniş analizde, Diyarbakır, Kandil ile Ankara’daki görüşmelere değinildi.

“GÜCE TAPAN BİRİNE DÖNÜŞÜVERDİ”

Der Spiegel Dergisi, ülkenin can damarı olan İstanbul’la da ilgili olarak, Erdoğan’ın onlarca büyük projesiyle gündem olduğunu ve son olarak Gezi Parkı’nda bu projelerinden birinin hayal olduğunu belirtti. Gezi eylemlerine geniş yer veren dergi, bu eylemlerin, iktidarını yıllar boyu sürdüreceğine inanan Erdoğan için dönüm noktası olduğunu belirterek, “Gezi’den sonra kimyası değişti. Birden güce tapan paranoyak otokrata dönüştü. Gezi’nin düşman güçler tarafından Türkiye’yi zayıflatmak için düzenlendiğini savunmaya başladı” diye yazdı.

DER SPİEGEL MUHABİRLERİ KANDİL'DE

Der Spiegel Dergisi muhabirlerini Kandil’de kabul eden PKK, son çatışmaları başlatan tarafın Erdoğan olduğunu savunduğunu ve PKK’nın şu an iki cephede birden savaşan bir örgüt olduğunu söyledi. PKK’nın bir yandan IŞİD’le, diğer yandan da Türk güvenlik güçleri ile mücadele ettiğini belirten dergi, “Türkiye’nin IŞİD operasyonu ise göstermelik. Daha önce hastanelerinde tedavi ettiler, her türlü desteği verdiler. Türkiye’nin bombaladığı PKK ise, batının IŞİD’e karşı mücadelede ortağı” diye yazdı.

PKK KURUCUSU KAYTAN: “ERDOĞAN BİZE SAVAŞ İLAN ETT”

“PKK yıllar içinde çok değişti. Artık bağımsız bir devlet istemiyor. Sadece otonomi istiyor. Şiddetin yeniden tırmanmasının tek suçlusu Erdoğan’dır. PKK’nın uyguladığı şiddet, bombalamalar ise Türk güvenlik güçlerinin saldırılarına karşı reaksiyondur. Erdoğan bize savaş ilan etti biz de kendimizi savunuyoruz.”


Derginin, yeniden barış sürecine nasıl dönüleceği yönündeki soruya Kaytan, “Bu ancak üç şart altında mümkün olur. Türk ordusu hava saldırıların durdurmalı. İkinci olarak, Öcalan serbest bırakılmalı. Üçüncü olarak da, tarafsız bir ülke arabuluculuk yapmalı, örneğin ABD” cevabını verdi.

“BİZ SON ŞANSIZ, YOKSA 30 YIL DAHA SAVAŞ”

Dergi, Erdoğan’ın PKK’nın silahlarını bırakma çağrısı yapması ve “Aksi halde PKK toptan yok edilecek“ sözlerine karşılık Kaytan’ın daha farklı konuştuğunu aktardı. Kaytan, “Peki neden bu şartlarınızı yerine getirsinler ki?” sorusuna “ağız dolusu bir kahkaha” atarak şu cevabı verdiğini yazdı:

“Başka bir seçeneği yok. Yeni PKK savaşçıları daha çok radikal, onlar bizim jenerasyondan daha da radikaldir. Biz yaşlı kuşak olarak bir anlaşma için son şansız. Yoksa bir 30 yıl daha savaş olur.”

Der Spiegel, Türkiye’nin bir anda geleceğe hızla yönelen ve modernleşen bir ülke olduğunu, ama aynı zamanda bir anda da değişip karanlık geçmişe düştüğünü belirttiği yazısında, “Modernleşmeyi şimdi bir iç savaş tehdit ediyor. Güvensizlik ve nefret arasında bölünmüş bir ülke var” alt başlığını kullandı.

Geniş analizine PKK’dan sonra Ankara’daki izlenimlere değinen dergi, bir zamanlar AB üyeliği peşinde koşan ülkenin çok farklı bir noktaya savrulduğunu belirtti. Dergi, şöyle devam etti:

“ERDOĞAN, ÜLKEYİ ATEŞE ATACAK”

“Dev bir gücün merkezi, inanılmaz bir yapı. Erdoğan’ın hükümet ettiği bu merkez, devlet içinde devlet görüntüsü veriyor. Bu tuhaf ve devasa yapı giderek büyüyor. Şimdi yanında koca bir cami var ve çevresi kilometrelerce parmaklıkla çevrili. Mısır’daki piramitlere benzemeye başlamış. Bu dev, bu canavar Erdoğan gücünü kaybettikten sonra ne olacak? Belki de Erdoğan bu seçimden sonra gücünü yitirecek. Belki de, beklentilerin aksine bir koalisyona izin verecek. Ancak başka bir olasılık da var; kaybedecek ama ülkeyi de ateşe atacak.”

“TEK BAŞINA İKTİAR İÇİN HER ŞEYİ RİSKE EDER”

Erdoğan için tek onaylanabilecek durumun, AKP’nin tek başına iktidarı olduğunu belirten dergi, buna ulaşmak için Erdoğan’ın her şeyi riske edebileceğini belirtti. Memleketi Rize’de ve Çaykara’da Erdoğan’ın çok sevildiğine değinen dergi, Çaykara’daki şehit cenazesinde bir elini tabuta koyup, diğer eline mikrofon aldığını belirterek şöyle yazdı:

“İnançlı bir Müslüman, doğuştan popülist bir lider, Türkiye’nin modernleştiricisi ve ekonomik mucizenin mimarı olmaktan bir otokrata dönüştü. Bir yandan kendi ülkesini iç savaşın içine atıyor, diğer yandan Esad’ı düşürmek arzusuyla IŞİD’le işbirliği yapıyor. Şimdi de Kürtlerle savaşıyor.”


“GÜVENSİZLİK VE AŞIRILIK TIRMANIŞTA”

Erdoğan’ın bu politikasının eski cepheleri yeniden açtığını, güvensizlik ve aşırı milliyetçiliğin tırmandırdığını, gazetecilerle muhaliflerin baskı altına alındığını- tutuklandığını belirten Der Spiegel, “NATO üyesi, Ortadoğu’nun en demokratik ülkesi ve AB adayı olan Türkiye, şimdi fanatizm, aşırı milliyetçilik şişirmeleri, en korkunç komplo teorileri ile topyekun bir çılgınlığın pençesine düştü” yorumunu yaptı.

Erdoğan’ın iki amacı olduğunu, bunlardan birinin HDP’yi baraj altına düşürmek, diğerinin ise tek başına AKP’yi iktidar yapmak olduğunu savunan HDP eş Başkanı Gülten Kışanak’ın sözlerine de yer veren dergi, çoğu kişinin şiddet çağrısının Erdoğan’dan geldiğine inandığını vurguladı. (Ali Gülen / Sözcü)