Muslera (20 maç, 25 gol):  İğneyle de olsa forma giyecek duruma geldi. Bugün degaj yapamayacak, kale vuruşlarını kullanamayacak ama kalecilik reflekslerini yerine getirebilecek halde.

Eboue (19 maç): Son haftaların en formsuz ismi. Fiziksel olarak dökülüyor. Ancak bundan önce yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının bir göstergesi. Özel olarak hazırlandı.

Semih (13 maç): Bu takımda savunma hattı kurulurken ilk yazılacak isim olduğunu gösterdi. İlk maçta Eder onu tam anlamıyla sürklase etmişti. Semih bu kez daha tecrübeli.

Dany (16 maç): Takımdaki genel ağır yapı göz önüne alındığında, çabuk tek oyuncu. Bu da savunam hatalarını kapamasını sağlıyor. Bireysel hataları konusunda sık sık uyarıldı.

Riera (12 maç): Sol beke alıştığı söylenebilir. Hücuma verdiği destek, zenginliği artırsa da, rakip üzerine ısrarla geldiği zaman darmadağın olabiliyor. En zayıf halka...

Hamit (17 maç): Fatih Terim’in sahadaki jokeri. Şampiyonlar Ligi tecrübesi tartışılmaz. Ancak çizgiyi bırakıp, sürekli içeriye girmesi, kanat etkinliğini bir hayli düşürüyor.

Melo (16 maç): Tam Elazığ panteri ünvanı almışken, Gaziantep maçında bir çuval inciri berbat etti. Manchester zaferindeki performansı hatırına sahada olacak. Beklenti büyük...

Amrabat (21 maç, 1 gol): Topla hızlı çıkışlar yapıp adam eksiltebilen kadrodaki tek isim. Manchester maçında performansı beğenilmişti. Hocası da ondan benzer bir oyun istiyor.

Burak (17 maç, 13 gol): Cim Bom’un Şampiyonlar Ligi’ndeki 5 golünün de sahibi. Krallıkta Ronaldo ve Messi’yle yarışıyor. Gol yükü onun omuzlarında. Yine gol atarsa, kahraman olabilir.

Umut (19 maç, 11 gol): Sezon başındaki formundan eser kalmadı. Gol atamadıkça baskı hissediyor. Formayı Elmander’e kaptırma aşamasına geldi. İki şık var: Ya patlama ya rotasyon.

FANATİK