Bursa’da işadamlarıyla Hilton Bursa Oteli’nde bir araya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye’de yaşanan olayların Türkiye ve bölge illerde hissedilmeye başlandığının altını çizen Bakan Çelik, “Etrafımızda gerek siyasi gerekse ekonomik anlamda bir ateş çemberinin olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin en uzun sınır kapısı veya sınırı olan Suriye ile sınır komşusu olan bir ilin milletvekiliyim. Oralarda yaşanan olayların bölge illerine ve Türkiye’ye yansımaları yavaş yavaş hissedilmeye başlandı. Umarım daha da derinleşmez. Bir an önce orada demokrasi etrafında barış gerçekleşir temennisinde bulunuyorum” diye konuştu.

Batı’da da iflasların konuşulduğu bir süreç yaşandığını vurgulayan Bakan Çelik, bu durumun ihracatın çok önemli bölümü olan yüzde 50’ye varan kesiminin gerçekleştiği ülkelerdeki bu durağan tablonun, ülke ekonomisi açısından dikkatle izlenmesi gereken bir konu olduğuna değindi.

TÜRKİYE’DE ÇALIŞANLARIN SENDİKA ORANI GÖRÜNENDEN ÇOK AZ

Konuşmasında toplu sözleşme grev hakkı tanıyan 2821 ve 2822 sayılı yasanın adını Toplu İş İlişkileri Kanunu olarak değiştirdiklerini söyleyen Bakan Çelik, bu yasanın komisyondan önümüzdeki hafta geçeceğini ve genel kurulun önüne geleceğini açıkladı. Bu yasayla ilgili önemli değerlendirmeler ve tartışmalar olduğunu kaydeden Bakan Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK’nın bugüne kadar sendikalı çalışan işçilerle ilgili farklı verilere sahip olduğunu söyledi. Bakan Çelik, “Bu verilerdeki orana bakıldığında Türkiye’de çalışanların yüzde 60’ının sendikalı olduğu görülüyor. Bu doğru mu? Külliyen yalan. Böyle bir şey yok. Söylendiği gibi ne 5 milyon 400 bin işçimiz var, ne de 3 milyon 200 bin sendikalımız var. 880 bin sendikalımız var ve şunu da açıkça ifade ediyorum 567 bini toplu sözleşme hakkını elde ediyor. Bununda 350 binini kamu ve belediyelerde çalışanlardır. Bunu da çıkardığınız zaman 180-200 bin işçinin özel sektörde sendikalı olduğu bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.

SAHTE VE SANAL TABLOLARDAN KURTULMALIYIZ

Bu sahte ve sanal tablolardan kurtulmak istediklerini ifade eden Bakan Çelik şöyle devam etti: “Bu rakamlara bakıldığı iş kolu barajı yüzde 10. Yüzde 10’u aynen muhafaza ettiğimiz zaman sendika diye bir şey kalmıyor, hepsi kapanıyor. Eğer demokrasi diyorsak, hak hukuk diyorsak ki bu hak arama bugünün meselesi değil, hak arama ilk insandan beri başlamıştır. 1980 öncesi ideolojik çatışmanın yoğun olduğu Türkiye’de de hak aramanın ne şekilde cereyan ettiğinin farkındayız, bilincindeyiz ama dünün Türkiye’si yok artık. Yüzde 10 barajı üzerinde konunun içeriğini anlamadan ısrar eden arkadaşlarımız ne yazık ki oldu. Şu an Yüzde 10 barajına rağmen 51 sendika yetkili sendikalıdır. Eğer yasa çıktığında yüzde 10 barajı kaldığı an sendikacılıktan Türkiye’de bahsedemezsiniz. Çünkü hepsinin yetkisi düşüyor. O zaman bu barajı makul bir düzeye çekmemiz gerekiyor. Dolayısıyla yaptığımız değerlendirmede mevcut, yetkili sendikaların 5 yıl bu haklarını korumalarıyla ilgili bir geçici madde koyduk ve ayrıca 2 yıl sonra 5 yıl içerisinde 3-2 ve 1’e inip, 1’de sabitlenmesi şeklinde kararlaştırdık. 3-2-1’e yönelik iş dünyasından yine farklı değerlendirmeler başladı. Baraj 1’e iniyor o halde her şey bitti her tarafa sendikalar girecek ne KOBİ’si kalacak ne ihracatta elde ettiğimiz başarı kalmayacak gibi bir yaklaşım oldu. Türkiye ve bölge şartlarını, ülkenin ticarette, sanayide gelişmede elde ettiği başarının devamı noktasında iş yeri barajı ile ilgili 50+1 ile ilgili bakan olarak kesinlikle bir şeyin altına imza atmam. Ülke barajını geçen herhangi bir iş kolunu da yetki alan bir sendika sizin işyerinize geldiği zaman 50+1’in yarısından 1 fazla yanınızda çalışan işçiyi kaybetmediği sürece sizinle toplu sözleşme masasına oturamayacaktır.”



IA,FK (FK/RT)