Vücudun hastalıklarla mücadele edebilmesi için, sağlıklı olmak için, hücre, doku ve organlarının yeterli bir şekilde sulanması gereklidir. Su içmek bir alışkanlık ve ne yazık ki çocuklarımıza su içmeleri gerektiğini öğretmeden onları gazlı ve tatlı içeceklerle tanıştırıyoruz. Çocukluktan başlayan sağlıksız sıvı tüketimi ya da edinilemeyen su içme alışkanlığı ileri yaşlar için hastalıklara zemin hazırlamaya başlıyor. ŞİŞMANLIĞA KARŞI SU Adipositaz (şişmanlık) yakınması olan kişilerin çok büyük bir kısmının su içme alışkanlığının olmadığını klinik gözlemlerimden rahatlıkla söyleyebilirim. Oysa yakılan her 100 kalori için, en az 4 su bardağı suya ihtiyaç duyulmaktadır. Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlar. Çünkü böbrekler yeterli miktarda su alamazlarsa, iyi çalışamazlar ve karaciğerin yükü artar. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiği bu durumda daha az yağı enerjiye dönüştürür; kullanamadığı yağı da biriktirir. Dolayısıyla susuzluk kilo verememenin önemli sebeplerinden birisidir. ÖDEM VE SU “Su içtiğimde kendimi çok şiş hissediyorum”, yine sık gelen yakınmalardan biri. Bunun iki sebebi vardır. Ya bir kerede büyük miktar su içiyorsunuzdur ve mideniz geçici süre şişiyordur ya da vücudunuzda ödem vardır ve içtiğiniz su sizi sanki daha çok şişkinlik yaratacakmış gibi hissettiriyordur. İkisinin de çözümü bol su içmek! Şöyle ki, eğer gün içine yayılmış şekilde su içerseniz bir kerede içeceğiniz su miktarı azalır ve bu durumda sizi rahatsız eden mide şişkinliği ortadan kalkacaktır. ÜŞÜME VE SU Hiçbir sağlık sorunu olmadığı halde el ve ayakları her zaman soğuk olan çok kişi vardır. Kronik dehidratasyonda (susuzluk) görülebilen bir ısı düzenleme bozukluğudur. Bir örnek vermek istiyorum. Evlerinizdeki kaloriferleri düşünün, içinde yeterli su olmadığı zaman en kaliteli kalorifer sistemi olsa da petekler randımanlı bir şekilde ısıtmayacaktır. Tıpkı vücudumuz gibi; yeterli su ihtiva etmeyen bedende ne lenfatik sistem ne de termoregülasyon yeterli olmayacaktır. Isınmak için de su içmeniz gerekir. AĞRILAR VE SU Beden toksin yükünden, detoks organları sayesinde kurtulur. Bunun için sağlıklı bir bağırsak florası, sağlıklı karaciğer, pankreas gereklidir ama su da gereklidir. Dehidrate bedende toksin yükü fibromiyalji başta olmak üzere baş ağrısı ve her türlü ağrının artmasına neden olur. SUSUZ BEDENİN KLİNİK İŞARETLERİ Su içme alışkanlığı olmayan ve çay kahve kola ile hayatını idame eden bir bedende belli bir yaştan sonra (orta yaşın üzeri) bazı çok spesifik özellikleri sıralamak istiyorum size. Ancak unutmayın bu sayacaklarım sadece susuzluktan olmayabilir. Beden bir bütün ve hiçbir fonksiyonu bir diğerinden tamamen ayrı y-tutamayız. Ancak bunların altında susuzluğun tek başına olmasa da çok önemli rol oynadığını rahatlıkla söyleyebilir. · Cilt kuruluğu · Cilt kırışıklığı · Dudaklarda çatlaklar · Ellerde buruşukluk (yaşına uygun olmayan) · Ağız kuruluğu · Saçlarda kuruluk · Tırnaklarda kırılma · Ciltte kızarıklık, dokunmayla artan kızarıklık · Sık baş ağrısı · El ayaklarda soğukluk ve kolay üşümek · Üst kollarda kaşıntı · Bacaklarında ödem ve ağrılı selülit · Çabuk yorulmak · Sık acıkmak · Kabızlık SU İÇME ALIŞKANLIĞI İÇİN ÖNERİLER · Ne kadar su içmeniz gerektiğini bardak ya da bir ölçü aracı ile öğrenin · Suyu kendinizi sıkmadan küçük miktarlarda için · Ev, ofis, arabanızda su bulundurun · Sevdiğiniz bir bardağınız olsun · Suyun içine tatlandırmak için sevdiğiniz bir tat katın (bir dilim limon, çilek, nane, ya da elma…) · Sıvı ihtiyacınızın bir kısmını bitki çayları ile karşılayın · Susuzluğunuzu giderecek diğer içeceklerin miktarını azaltın. Su hakkında daha geniş ve bilgi isterseniz. Hayatı Keşfet, Detoksu Keşfet, Neden Yanlış Yaşıyoruz ve Unuttuğum Bedenim atlı kitaplarımdan faydalanabilirsiniz. (Hüseyin Nazlıkul / Odatv)