Röportajda şu ifadeler yer alıyor:
Ve sadece orda deĝil: 100 bölüm boyunca her hafta dünyanın 60 ülkesinde 350 milyon seyircinin başını döndürdü. Birden ünlü olan güzel oyuncu, neye ugradıĝını şaşırdı. „Bir anda elma alırken bile kameralar beni takip etmeye başladı. Acaba marketi mi çekiyorlar diye düşündüm ama gerçekten benim resmimi çekiyorlarmış" diye gülerek anlatıyor Meryem Uzerli. „Hava alanında Ruslar ve Çinliler de resim istemeye başlayınca, birşeyler deĝiştiginin farkına vardım. Çekimlerdeyken dizinin bu kadar başarılı olduğunu pek anlamamıştım ama tabi ki çok sevindim."
BERLİN’E DÖNÜŞÜ
Her hafta sinema filmi uzunluğunda bir bölüm, günde 14 saate kadar set yaşamı Meryem Uzerli icin tükenmişlik sendromunun gelişmesine neden oldu. Uzerli konuyu şu şekilde anlattı: „Çok yorulmuştum. Sadece çalışma şartları veya özel hayatım yüzünden değil. Bazen değişik durumlar üst üste geliyor ve zamanla kritikleşiyor."
İstanbul’da üç sene yaşayıp çalıştıktan sonra, Meryem Almanya'ya dönüyor – beklenmedik hamile bir şekilde. Berlin’e yerleşmesi onu rahatlatıyor, normal bir hayata dönmesini sağlıyor. Kızı Lara'yı doğurduktan sonra, her türlü teklifi reddediyor. Ve şimdi oyunculuk hayatına dönmeye hazır.
YEDİ RAKAMLI YENİ ANLAŞMA
Yedi rakamlı bir anlaşmaya imza attıktan sonra, kendisi için senaryosu hazırlanan bir haftalık dizi için Türkiye'ye dönmeye hazırlanıyor.
Meryem: „Haziran ayı gibi İstanbul’a yerleşmeye hazırlanıyorum. Seyahat uçakla çok uzun olmadığı için, eski ve yeni hayatımı bir araya getirebileceğimi inanıyorum" diyor.