Ufuk Evla Bostan / Zweibrücken 

Başından beri hem belediye yetkilileri hem de sokak sakinleriyle iletişime açık olduklarını ama hiçbir medya kuruluşunun ya da mahalle sakininin kendilerini muhatap almadıklarından şikayet etti. Sevindik, haklarında okula giden çocukları üzerinden dolaylı şekilde ithamlarda bulunulduğundan bahsetti, başından beri iletişime açık olduklarını fakat karşı tarafın derdinin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu bugün daha iyi anladıklarını vurguladı..

"Bizler işinde gücünde, ticaretle uğraşan bir aileyiz, iş insanıyız, bizim gibi bir aileyi kriminel unsurlarla biraraya getirmeye çalışıyorlar, istedikleri kadar uğraşsınlar, başaramayacaklar...“

BİZE TAŞ ATANA GÜL ATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Aziz Sevindik, adeta mülkiyet haklarının açık açık gasp edilmesine göz yummalarının beklendiğini söyledi ve buna asla izin vermeyeceklerini vurguladı. Satışı ilk gerçekleştirdiklerinde sokağı satmayı düşünmediklerini yalnız gelinen bu noktada sokağı yeniden satışa çıkarıp elde edilen satış bedelinin tümünü bu yıl 6 Şubat'ta Türkiye ve Suriye`de yaşanan büyük depremlerde mağdur olan depremzedelere ve lösemili çocuklara bağışlamaya karar verdiklerini belirtti. Alman medyası üzerinden tüm Almanya ve Avrupa medyasında gereksiz ve mesnetsiz biçimde haber olduklarını, hiçbir şekilde sokak sakinlerinin huzurunu bozmak gibi bir niyetleri olmadığını, iletişime açık biçimde, aynı masa etrafında oturup konuşmayı istediklerini başından beri vurguladıklarını, yalnız o gürültüde kimsenin seslerini duymadığını söyledi.. Sevindik, “Bizlere haksızlık yapıldı, yapılmaya devam ediyor, yalnız bizler bize taş atana gül atmayı şiar edinmiş bir kültürden geliyoruz, dinlemeye, konuşmaya ve müzakere etmeye başından beri açığız, biz biliyoruz ki bu sokak bir Türk aile değil, bir Alman tarafından satın alınmış olsa idi bütün bu bilgi kirliliği ve gereksiz gürültü kopmayacaktı, belediye yetkililerinin burada ağır ihmalini ve bizimle konuşma gereği bile duymadan medyaya haber uçurarak kötü niyetli dahli olduğunu düşünüyoruz“ dedi.

AMAÇLARI ÜZÜM YEMEK DEĞİL, BAĞCIYI DÖVMEK

Aziz Sevindik ayrıca „Medya tarafından sürekli sokak sakinleriyle aramızda olmayan bir çatışma varmış gibi gösterildi, sokak sakinlerinin huzurlu gündelik hayatını sona erdireceğimize, ya da sokakta kriminaliteye teşvik edecek faaliyetler içine gireceğimize dair gerçek olmayan bilgileri yaymaya çalışıyorlar, ama biz de haklarımızın ve herşeyin farkındayız“ dedi.

SOKAĞIN İSMİNİ DEĞİŞTİRME HAKKI YASAL OLARAK MÜLK SAHİBİNE AİTTİR

Buna karşılık sokak sakinleri ise, kafalarında mal sahibinin hangi kültürel kimliğe sahip olduğu değil, sokağın akıbetiyle ilgili çekinceleri ve soruları olduğunu belirttiler, uzun süredir tartışılan ve tek başına 180 bin Euro tutacak olduğu söylenen kanalizasyon masraflarının da daha önce belediye tarafından düzenlendiğini, bu hizmetin bundan sonra özel mülkiyet hakkı almış olan kişinin insiyatifine kalacağını ve bu masrafların bir şekilde kendilerinden çıkarılmasını istemediklerini vurguladılar. Sorularımızı cevaplayan sokak sakinleri her ne kadar sokağın satışına ilişkin tedirginliklerinin kültürel farklılıklardan kaynaklanmadığını, aksine sokağın altyapı sorunları ve sokağa giriş çıkışların sekteye uğraması ihtimali sebebiyle telaşlandıklarını iddia etseler de son tahlinde bütün bir görüşme boyunca sokağın isminin değiştirilip değiştirilmeyeceği gibi altyapı sorunları ile ilgisi olmayan sorularını ve endişelerini sıklıkla dile getirdiler. Alman ve Türkiyeli basın mensuplarının olduğu saatlerde gelen sokak sakinlerinin avukatı ise; „size para teklif etmek zorunda değiliz, yolu bundan önce belediyeye ait olduğu dönemde olduğu gibi ücretsiz kullanmamızı kabulleneceksiniz“ diyerek ortak bir payda bulmaya çalışan tarafların sakin bıraktığı ortamı germeye çalıştı.

Ailenin sözcüsü olarak konuşan Aziz Sevindik ise; "Belediye, satışı bizim oldu- bittiye getirerek gerçekleştirdiğimize inandırmaya çalışıyor, ama kimsenin dolaylı yoldan mülkiyet haklarımız üzerinde tepinmesine izin vermeyeceğiz, sokağın girişini ve çıkışını kapatıp kapatmamak bizim tasarrufumuzdur, son kuruşuna kadar ödeyerek satın aldığımız sokakta yasalar çerçevesinde istediğimiz faaliyeti yapma hakkımız var, çünkü mülk sahibi biziz, buna karar verecek olan da sokak sakinleri ya da belediye yetkilileri değildir, bu sokağı açık artırma yoluyla, noter huzurunda en yüksek teklifi vererek aldık, satış kapalı devre usul ile yapılmadı, herşey herkesin gözleri önünde, hukuka ve kuralına uygun şekilde oldu, noter de tasdikledi, satış gerçekleştikten ve göçmen kökenli bir aile olduğumuz öğrenildikten sonra bütün bu hengame koptu, ya bize sattıkları için pişmanlar, medyayı ve sokak sakinlerini kullanarak bizlerin pes etmesini istiyorlar, sokağı satış bedeline yeniden kendilerine geri satmamızı istiyorlar ya da sokak sakinlerinin olası tepkilerini tahmin edemediler, sokağı sadece kendilerinin istediği biçimde kullanmamız için zorlamanın koşullarını hazırlamaya çalışıyorlar, bugün anlıyoruz ki amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekmiş, buna izin vermeyeceğiz„ dedi.

Steinmeier'den Girit'te açıklama: "Almanya adına af diliyorum" Steinmeier'den Girit'te açıklama: "Almanya adına af diliyorum"

BASINA VERDİĞİMİZ DEMEÇLERDE HER İKİ DİLDE KONUŞTUK 

Sevindik, ayrıca basına yaptığı açıklamayı özellikle Türkçe ve Almanca yaptığına dikkat çekti, tüm medya kuruluşları aynı şeyi duydukları halde kendi anladıkları ve işlerine gelen şeyi yazıyorlar, bunu önlemek, yanlış anlaşılmaların ve bilgi kirliliğinin önüne geçmek için Türk ve Alman medyasını aynı anda cevaplamak istedik, sürece bundan sonra da böyle devam edeceğiz dedi.