Hırvatistan Cumhurbaşkanı Ivo Josipovic’in Avrupa Birliği üyeliğini “ülke tarihindeki yeni bir sayfa” olarak nitelendirerek “Bugün sadece mevcut nesillerin değil, geçmişte yaşayan Hırvatların da rüyalarının gerçekleşti” ifadelerini kullanması da Hırvat siyaset sınıfının üyeliğe verdiği önemi net şekilde gösteriyor.

Son genişlemede üye olan ülkelerle kıyaslandığında Hırvatistan’ın halen organize suçlar ve yolsuzlukla mücadele konusunda atması gereken bazı adımlar olmakla birlikte siyasi olarak üyeliğe hazır olduğunu söylemek mümkün. Hırvat ekonomisinin performansı ise zaten zorda olan Avrupa Birliği için “yük almaya değil yük olmaya gelen” bir profile sahip.

Bununla birlikte Hırvatistan, 8 yıl boyunca gösterdiği performansla, Avrupa Birliği tarafından koyulan kurallara uyma kapasitesiyle, “diklenmeden dik durma” yaklaşımını hakkını vererek uygulamasıyla alkışı hak ediyor. Slovenya’yla yaşadığı sınır problemi nedeniyle müzakere süreci aylarca fiilen durdurulmasına, sokaktaki vatandaşın üyeliğe bakışında radikal düşüşler yaşanmasına rağmen Avrupa Birliği hedefinden sapmaması da Zagreb’in başarı hanesine yazılan unsurlar arasında önemli yer tutuyor.

Genişleme konusunu uzun süredir rafta tutan ve somut adımlar atmayan Avrupa Birliği’nin Hırvatistan’ın üye olduğu dönemde bu konuyu tekrar ısıtmaya başlaması da Brüksel’in bu üyelikle vermek istediği mesajı ortaya koyuyor. Avrupa Birliği, sırada bekleyen diğer Balkan ülkelerine, kurallara uymaları halinde üyeliğin hayal olmadığı sinyalini Hırvatistan örneğini kullanarak gönderiyor.

Hırvatistan’ın 1990’larda Balkanlar’da yaşanan savaşta üstlendiği role rağmen attığı adımlarla Avrupa Birliği üyesi olması, bu üyeliğin sembolik önemini ve örnek olma potansiyelini daha da artırıyor. Bu çerçevede Josipovic’in, “Avrupa Birliği, savaş karşıtı bir proje olarak ortaya çıktı ve barışın ve işbirliğinin sembolü olarak gelişti. O, barışın ve güvenliğin garantisidir. Bu nedenle, Avrupa Birliği’nin bizim sınırlarımızda durmasını değil, iyi niyetli, barış içinde ve özgür bir ortamda, Avrupa rüyasına sahip diğer ülkelere de genişlemesini diliyoruz” ifadeleri önemli.

Hırvatistan’ın üyeliğini, “Avrupa Birliği yeni bir üye kazanırken Türkiye de Avrupa Birliği içerisinde yeni bir dost kazandı” sözleriyle değerlendiren ve “Darısı tezelden Türkiye’nin başına” mesajı veren Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın bu temennisine rağmen müzakere süreci teknik olmaktan çok siyasi bir niteliğe bürünen Türkiye’nin üyeliği, mevcut parametrelerde değişiklik olmaması halinde hâlâ oldukça uzak bir hedef olmayı sürdürüyor.

Sürecin mevcut hızıyla devam etmesi halinde Hırvatistan’ın ardından olduğu gibi sırada bekleyen Balkan ülkelerinin de süreçte Türkiye’yi yakalayıp geçmesi ihtimal dışı görülmüyor.


Hırvatistan AB'nin 28'inci üyesi oldu


Hırvatistan, 1 Temmuz itibariyle Avrupa Birliği’nin 28’inci üyesi oldu.

AB üyeliği, başkent Zagreb’te gece boyu havai fişekli gösterilerle kutlandı.

BBC muhabirleri, yaklaşık 20 yıl süren bağımsızlık mücadelesinden sonra AB üyesi olan Hırvatistan’ın, Euro bölgesindeki kriz ve ülkenin ekonomik sıkıntıları nedeniyle burukluk yaşadığını belirtiyor.

Zagreb’in merkezindeki kutlamalar, havai fişek gösterilerinin yanı sıra Beethoven’dan eserler ve Avrupa marşıyla renklendi.

Hırvatistan Cumhurbaşkanı Ivo Yosipoviç’in, ‘tarihi bir olay’ olarak andığı AB üyeliği için Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da, kalabalığa Hırvatça seslenip “Avrupa Birliği’ne hoş geldiniz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yosipoviç, “Anavatanımız için çok güzel ve neşeli bir gün. Bugün, tarihimizde yeni bir sayfa açtığımız gündür” diye konuştu.

Yosipoviç, AB ve bölge liderleriyle daha önce bir araya geldiği toplantıda, “Hırvatistan’ın Avrupa Birliği’ne üyeliği, her birimizin Avrupa’nın demokratik ve kültürel değerlerine ait olduğumuzun teyididir” ifadelerini kullanmıştı.

Hırvat yetkililer, saatler gece yarısını gösterdiğinde Slovenya sınırındaki Bregana kapısını kaldırıp, AB sınırlarına giriş yaptı.

Eski Yugoslavya’dan ayrılan ülkeler arasında AB’ye üye olan ilk ülke Slovenya'ydı. Hırvatistan'ın bir diğer komşusu Macaristan da AB'ye 2004 yılında girdi.

Bulgaristan ve Romanya’nın 2007 yılındaki üyeliklerinin ardından AB’ye giren ilk ülke, 10 yıl önce üyelik başvurusu yapan Hırvatistan oldu.

Her beş kişiden birinin işsiz olduğu ve kamu borcunun ‘junk’ yani, ‘yatırım yapılmaz’ seviyede olduğu Hırvatistan’da bazıları ekonomik sorunlar yaşayan AB’ye üye olmaktan hoşnut değil.

AB üyeliğine olumsuz bakanlardan emekli Pavao Brkanoviç Reuters haber ajansına, “Yunanistan’da ve İspanya’da yaşananlara bakın! Biz de bu yöne doğru mu gidiyoruz?” diye konuştu.

Hırvatistan’da yolsuzluk ve organize suçun yaygın olması da bazı AB liderlerini kaygılandırıyor. Hırvatistan, Avrupa para birimi euro’ya ve serbest dolaşım bölgesi Schengen’e girmeyecek.

Geçen sene yapılan referandumda Hırvatların üçte ikisi AB üyeliğine ‘evet’ oyu kullanmıştı.

BBC’ye konuşan Hırvatistan Başbakan Yardımcısı Vesna Pusiç, “Siyasi istikrar ve ortak pazar gibi birçok meselede uzun vadeli güvence sağlamak birim için önemlidir” dedi.

Hırvatistan’ın AB üyeliği kutlamalarına Türkiye’yi temsilen AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış katıldı. Ayrıca, 15 devlet başkanı, 13 başbakan, 3 meclis başkanı ve çok sayıda bakanın bulunduğu 170 üst düzey yetkili de hazır bulundu.

Türkiye, 1987 yılında tam üyeliğe başvurduğu AB tarafından 1999’da tam üye olarak kabul edildi. Türkiye ve AB arasındaki üyelik müzakereleri de 2005 yılında başladı.


Hırvat lider: AB de reform yapmalı


Independent Avrupa Birliği’ne üyeliği kabul edilen Hırvatistan’ın Devlet Başkanı Kim Sengupta’yla görüşmüş.

Sengupta AB’den herhangi bir ekonomik yardım talepleri olup olmadığıyla ilgili şunları söylemiş: “Bize para verilmesi beklentisi içinde değiliz. Parayı kazanmamız, onun için mücadele etmemiz gerekiyor. Daha fazla reform gerçekleştirmeliyiz. Bunu yaparak ekonomik durumumuzu daha iyi hale getirebiliriz. AB’de olmak tabi ki bize yardımcı olacak ama ticari ve stratejik olarak bizim de Avrupa’ya bir şey sunabilmemiz gerekir. ”

Sengupta, AB’nin mevcut yapısının yeterli olup olmadığıyla ilgili de şunları söylemiş: “Her şey gibi Avrupa da gerekli olduğunda reform yapmalı. Avrupa’daki her şeyin mükemmel olmadığını kabul etmeliyiz.”

Hırvatistan lideri, Suriye konusundaki tavırlarının İngiltere ve Fransa gibi olduğunu ve muhaliflere silah yardımını savunduğunu da belirtmiş.


Hırvatistan'ın AB üyeliği için kutlama


Hırvatistan'ın Avrupa Birliği'ne (AB) katılması dolayısıyla 30 Haziran'da ülkenin başkenti Zagreb'de büyük bir tören düzenlendi.

Kutlama törenine, AB üyesi ve çevre ülkelerden 15 ülkenin devlet ve hükümet başkanları ile onlarca parlamentonun başkanı ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun aralarında bulunduğu çok sayıda AB yetkilisi katıldı.

Hırvatistan Devlet Başkanı İvo Josipovic törende yaptığı konuşmada, AB'ye katılımın Hırvatistan için barış ve istikrar anlamına geldiğini belirtti. Josipovic, AB'nin genişleme adımlarını durdurmayıp, bütün Avrupa ülkeleri ve halklarına kapı açarak, Avrupa'nın rüyası ve geleceğini paylaşmaya devam etmesini umduğunu söyledi.

Barroso, bugünün Hırvatistan için sadece kilometre taşı değil, başarıya giden yolun başlangıcı olduğunu kaydetti. Barroso ayrıca, Hırvatistan'ın AB ailesinin bir üyesi olarak AB'den yardım almaya devam edeceğini ifade etti.

Bugün, Hırvatistan resmen AB'nin 28. üyesi olarak kabul edildi.