ENGİN ERKİNER / FRANKFURT

Geçtiğimiz hafta sonu üç eyalette seçim yapıldı: Baden Württemberg ve Rheinland Pfalz’da eyalet parlamentosu seçimleri, Hessen’de ise yerel seçim… 

Seçim sonuçlarından daha önemlisi seçmenin gösterdiği tutumdur. Önce kısaca sonuçlara bakalım:

İki eyalet parlamentosu seçiminde ortak kaybeden Hıristiyan Demokratlar (CDU) oldu. Özellikle yıllardan beri tek başlarına hükümette oldukları, sadece son dönem Yeşiller ile birlikte koalisyon hükümetiyle yönettikleri Baden Württemberg’teki sonucu beklemiyorlardı. Yeşiller’den sonra yine ikinci parti oldular ama oy kaybederek…

Yeşiller’den yapılan açıklama bu partide yıllardan beri yaşanan değişimi bir kere daha gösterdi: Almanya’nın önemli sanayilerinden otomobil üretiminin merkezi sayılan bu eyalette bile Yeşiller en büyük partidir. Almanya’da yeşil kapitalizmi bundan iyi sergileyen gösterge bulunamazdı.

Rheinland Pfalz’da SPD yine en büyük parti olurken burada da Yeşiller güç kazanacaktı.

Hessen’deki yerel seçimler, özellikle de eyaletin en büyük kenti Frankfurt’taki belediye meclisi seçiminin sonucu SPD’yi şoka soktu denilebilir. Sonuç henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte SPD yüzde 7 kadar oy kaybederek yüzde 16’ya geriledi. Bu kentin yanı sıra eyaletin diğer büyük kentlerinde de Yeşiller oylarını yükselttiler ve ikinci güçlü parti oldular.

AfD (Almanya İçin Alternatif) adlı epeyce sağ parti bu eyalette ortalama yüzde 5 oranında oy kaybetti. Oy kaybı diğer iki eyalette de görüldü.

CDU yönetimi seçimlerde alınan kötü sonuçları (özellikle Baden Württemberg’de olanı) iki parlamenterin Covid-19’a karşı maske sağlanmasında yaptığı yolsuzluğa bağladı. CDU bütün federal parlamenterler arasında sıkı bir soruşturma açmıştı ama yolsuzluk yolsuzluktu ve seçmen bir oranda da olsa tavır almıştı.

Yerel seçim yapılan Hessen’de ise CDU başarısız sayılmazdı.

Meta'da yeni ayar: 'Siyasi içerikleri kısıtlama' seçeneği Meta'da yeni ayar: 'Siyasi içerikleri kısıtlama' seçeneği

Frankfurt Belediye Başkanı Feldmann’ın Türkiye kökenli eşinin adının karıştığı AWO yolsuzluğu ise bu partinin yerel yetkilileri tarafından seçimdeki başarısızlığın başlıca nedeni olarak açıklanacaktı. Almanya’da yüzde 5-7 büyük oy kaybı demektir.

Sonbaharda federal parlamento seçimi var ve şimdiki sonuçlardan genelleme yapılarak bu seçim için tahminde bulunmak için erkendir. Yeşiller’in oyu yükselecektir, gerisi belli değildir.

Seçmen üyeleri yolsuzluğa karışan partilere tavır koydu. Henüz soruşturma açılmamış, mahkeme kararı bulunmasa bile yolsuzlukların ortaya çıkması tavır için yeterli oldu. Frankfurt’taki seçim afişlerinde bazı partiler –mesela FDP- AWO’daki yolsuzluğun iyi araştırılmasını talep etti.

Önümüzdeki aylardaki gelişmelere göre seçmenin tutumu daha sertleşebilir.

16 eyaleti bulunan Almanya’da üç eyaletteki seçimde bile seçmen yolsuzluğa karışan partilere karşı tavır aldı.

Türkiye’de böyle bir şey yaşanmazdı. Yolsuzluk yapanlardan önce buna karşı tavır almayanlara bakmak gerekir. “Çalıyor ama iş de yapıyor”, “nüfuz ticareti normaldir”, “malı götürüyorlar ama biraz da bize veriyorlar” gerekçeleri arkasına sığınıldığında ya da yolsuzluktan pay alamadığı için öfkelenildiğinde, şikayet etmenin anlamı yoktur. Bunlar gitse başkaları gelecek ve benzerini yapacaktır.

Büyük yolsuzlukları herkes biliyor da seçmen ne yapıyor; soru budur.