Sekizi Türkiye kökenli on kişiyi öldürmekten sorumlu tutulan Nasyonalsosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) davasına çarşamba günü Münih'te devam edildi. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında, NSU üyelerine yardım ve yataklık suçlarından yargılanan Ralf Wohlleben'in avukatının sunduğu dilekçe yeni bir skandala yol açtı.

Ralf Wohlleben'in avukatı Olaf Klemke, "kitlesel bir şekilde ülkeye gelen Alman olmayan kişiler yüzünden” Alman "halkının yok olma” tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belgelemek için "demografi” konusunda uzman bir kişinin tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Davanın 13 müdahil avukatı bunu protesto etmek için mahkeme salonunu terk etti.

'Nazi jargonu' suçlaması

Avukat Mehmet Daimagüler

Avukat Mehmet Daimagüler, Wohlleben'in avukatı Klemke'yi "Nazi jargonu” kullanmakla suçladı. Daimagüler, burada "ırkçı, insanlara yönelik nefret içeren düşüncenin” son derece açık bir şekilde bulunduğunu ifade etti. Daimagüler, NSU üyelerinin tam da bu düşünce ile cinayetleri işlediğini dile getirdi.

Aşırı sağcı NSU üyeleri, 2000-2007 yılları arasında 8'i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldürmekle suçlanıyor. Münih Eyalet Yüksek Mahmekesi'nde görülen davada NSU üyelerinden Beate Zschäpe'nin yanı sıra yardım ve yataklık suçlarından dört sanık daha yargılanıyor. Sanıklardan Ralf Wohlleben, cinayetlerde kullanılan Ceska marka tabancayı temin etmekle suçlanıyor. NSU üyelerinden Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ise 4 Kasım 2011 tarihinde Eisenach'daki bir banka soygununun ardından bir karavanda ölü bulunmuş, intihar ettikleri tespit edilmişti.(Deutsche Welle)