Dışarıdan baktıkca Almanya bu konumuyla genelde yoksulluğun, eğitimle ilgili ve sosyal sorunların olmadığı bir ülke resmi veriyor. Ekonomi uzmanları, işveren çevreleri ve bu durumun mimarı olarak tanımlanan Başbakan Angela Merkel’in yüzünü güldüren büyüme rakamlarına ters bir gelişme ise yoksullarla zenginler arasındaki makasın gitgide açılması. Sosyal devlet olarak tanınan, çok sayıda uzman tarafından bu konuda örnek gösterilen Almanya’da nüfusun yüzde 10’luk bir bölümü toplam milli gelirin yüzde 65’ini elinde tutarken, geriye kalan yüzde 90’ı yüzde 35 ile yetinmek zorunda. Zengin kesimin yıllık ortalama gelirisi ise, diğerlerinin ortalamasının en az sekiz katı. Büyük holdinglerde yönetim kurulu başkanı olarak çalışanlar yıllık ortalama 3 milyon Euro maaş alırken, fabrika çalışanlarının ortalama yıllık geliri 20 bin Euro civarında.  

Federal Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan sayılara göre Avrupa’nın birinci, dünyanın üçüncü en zengin ülkesinde nüfusun yüzde 15,6’sı yoksul. Bu da yaklaşık 12 milyon insanın yoksulluk içinde yaşadığı anlamına geliyor. Almanya’da tek kişi için yoksulluk sınırı olarak ortalama aylık gelir 826 Euro gösteriliyor. Uluslararası Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’ye üye hiçbir ülkede olmadığı kadar Almanya’da son 20 yılda gelir dağılımında bu denli uçurumlar oluştuğunu belirten uzmanlar, altı milyona yakın insanın işsizlik ve sosyal yardım parasıyla yaşamasını ise ayrı bir sorun olarak tanımlıyor. Az sayıda kişi servetine servet katar ve en az bir milyon Euro’su bulunanların sayısı yüzde 7,2 oranında artışa paralel, tam zamanlı çalışanların reel ücretlerinde son üç yılda yüzde 4,8 azalma kaydedilmesi kamuoyunda adalet duygusunun zedelediği saptamasını beraberinde getiriyor.

Yapılan bir ankete göre halkın sadece yüzde 29’u Almanya’yı tamamen veya kısmen adaletli olarak tanımlarken, yüzde 71'i kısmen veya tamamen adaletsiz buluyor. Öte yandan 2013 yılında yapılacak genel seçimlere ‘zengin vergisi’ tartışmalarının damgasını vuracağı sinyalleri arttı. Muhalefet partileri SPD, Yeşiller ve Sol Parti’nin yanı sıra Başbakan Angela Merkel’in genel başkanlığını yaptığı CDU da seçim kampanyasında, aylık kazançları 40 bin Euroyu geçenlerden daha fazla vergi alınmasına sıcak bakmaya başladı. SPD ‘zengin vergisi’ oranının yüzde 42’den yüzde 45’e, Yeşiller Partisi ise bu oranın yüzde 49’a yükseltilmesi talep etti.