Alman gazeteci ve Türkiye uzmanı Dr. Nick Brauns AKP'nin belediye seçimlerinde büyük bir yenilgiye uğradığını belirterek, “Erdoğan'ın bundan yirmi beş yıl önce belediye başkanı olarak seçildiği İstanbul’un kaybı, siyasal İslam’ın simgesi haline gelen AKP sisteminin de artık çürüdüğünün bir göstergesidir” dedi.

Brauns, Türkiye'deki seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Brauns “Son yıllardaki ekonomik kriz AKP ve MHP'li seçmenler tarafından derin bir biçimde hissedilmeye başlanmıştı. Öte yandan, muhalefet bu kez ustaca hareket etti ve rakiplerine Erdoğan'a karşı politika geliştirmek üzere sahaya indi. HDP'nin de Batı'da kendi adaylarından vazgeçerek, akıllıca diğer muhalefeti desteklemesi konusunda tutumu bu başarıyı beraberinde getirdi.  HDP stratejik olarak AKP'ye karşı CHP ve İyi Parti'nin ortak adaylarını destekleme kararı aldı. Büyük şehirlerde özellikle İstanbul'da Kürt seçmenin oyu etkili oldu. Kılıçdaroğlu'nun seçimden sonra bu Kürt seçmenin rolünü dile getirmemesi aciklı bir durum. Erdoğan'ın seçimlerden sonra tehditlerini artırması, yeni seçilen HDP'li Belediye Başkanlarını görevden alması gibi bir tehlike ile karşı karşıya kalınması durumunda CHP'nin nerde duracağını merak ediyorum. “

"AKP SADECE SEÇİMLE ALAŞAĞI EDİLEMEZ``

Beledıye seçimlerinde AKP rejimine büyük bir darbe vurulduğunu ancak seçimlerin tek başına yeterli olmadığını savunan Brauns “Erdoğan ve AKP iktidarının gönüllü olarak iktidardan ayrılmaları mümkün görünmüyor. Seçimler de tek başına yeterli olmayacak. AKP'nin Suriye'de yeni bir savaş başlatarak ya da Türkiye'de iç savaş çıkartarak seçmenlerini provoke etmeye çalışması tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz” şeklinde görüş bildirdi.

``HDP BÜYÜK BİR BAŞARI ELDE ETTİ``

Brauns, HDP'nin seçim kampanyasında tüm baskı ve gözaltilarına rağmen seçimlerde büyük bir zafer elde ettiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “HDP'nin, seçim kampanyasındaki kitlesel tutuklamalara rağmen kayyum idaresinde  altındaki bazı şehirleri, televizyonda seçim kampanyası yapmadan, iktidarin tüm tehditlerine, seçim merkezlerinde büyük bir askeri varlığa rağmen, şehir idarelerini geri almayi başardı. Şırnak'ta AKP'nin neden yüzde 60 oranında oy aldığı merak ediliyor. HDP'nin kalesi olan eski Şırnak fiziksel olarak tahrip edildi ve nüfusun büyük bir bölümü zorunlu göçe tabi tutuldu. 2016'da şehir ordu tarafından neredeyse tamamen tahrip edildi, yüz binlerce kişi kaçmak zorunda kaldı ve seçmen listesine kayitli kişi azaldı. Bunun yerine, ülkenin diğer bölgelerinden binlerce asker ve polis oy kullanması için Şırnak'a getirildi. Şırnak'taki gelişme ancak bu şekilde tanımlanabilinir” dedi.

 ``MAÇOĞLU ZAFERİ SÜRPRİZ OLDU``

Dersım'de (Tunceli) Türkiye Komünist Partisi'nin adayı Fatih Mehmet Maçoğlu'nun seçimleri kazanmasını sürpriz bir gelişme olarak değerlendiren Brauns şöyle konuştu:

“Maçoğlu'nun Dersim'de belediye başkanı olarak seçilmesi sürpriz oldu. Açıkçası, popüler komünist aday Maçoğlu, uzun zamandan beri CHP'ye inanmayı bırakan birçok eski CHP seçmenin oyunu almayı başardı. Ancak, HDP’nin aksine, TKP'nin seçim kampanyası sırasında devlet tarafından herhangi bir baskı, tehdit ve tacize maruz kalmadığını da görmeliyiz. Burada açıkça şu anlaşılıyor: Devlet, yerel halkın sosyal çıkarlarını önemseyen komünist bir belediye başkanını, seçim kampanyası sırasında siyasi mahkumların açlık grevini destekleyen HDP yerine belediye yönetimini tercih etti. Umarım Maçoğlu bunun farkındadır ve devletin kendisini kötüye kullanmasına izin vermez. Maçoğlu bir komünist olarak, yanlış hayatın doğru yaşanmayacağı gerçeğini bilmeli. Türkiye genelinde demokratikleşme ve Kürt sorunu çözülmeden Dersim'deki sosyal durumu kalıcı olarak geliştirmek mümkün olmayacaktır.”

Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Özdemir de seçim sonuçlarından dolayı muhalefeti kutlayarak “Bunca baskılara, sansüre, şiddete rağmen muhalefetin büyük başarı elde etmesi beklenmiyordu. Almanya ve Avrupa için bu seçim sonucu şunu gösterdi ki: CHP, HDP ve diğer ittifak güçler de bizim muhatabımız olmalıdır” dedi.

“Direnişin göstergesi"

Muhalefetteki Sol Parti’nin Dış Politika Sözcüsü Stefan Liebich, yerel seçimlerin adil ve özgür olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi, ancak bununla birlikte tüm baskılara rağmen ortaya çıkan seçim sonuçlarının muhalefetin direnişinin önemli bir göstergesi olduğunu kaydetti.

Liebich, "Medyadaki tek sesliliğe ve tüm baskılara rağmen, siyasetçilerin hapsedilmesine rağmen, pek çok büyükşehirde muhalefetin kazanmayı başarmış olması çok iyi. Bu Erdoğan ve AKP’ye olan direnişin bir göstergesidir" diye konuştu.

Almanya'da Sol Parti (Die Linke) Berlin Eyalet milletvekili Helin Evrim Sommer da yaptığı yazılı açıklamada Türkiye yerel seçimde Kürtlerin damga vurduğuna işaret etti. Sommer  „"Seçim sonuçlarının barışçıl ve demokratik gelişmelere yol açmasında, başta Alman hükümeti olmak üzere AB üyesi devletlerin ve siyasi kurumlarının bundan sonraki tavır ve politikaları da önemli rol oynayacaktır“ dedi.

Sommer „Seçim sonuçları Türkiye’de yeni siyasi sorunları ve dolayısıyla yeni denklemleri gündeme getirmiştir. Herşeye rağmen Kürtler, özgürlük ve demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini, bu mücadelinin belirleyici gücü olduklarına bir kez daha göstermişlerdir. Bunu dikkate alamayan hiçbir siyasi senaryo ve denklemin başarılı olma şansının olmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır“ şeklinde görüş bildirdi.

SÜHEYLA KAPLAN