12 EYLÜL ÜZERİNE

Cuntaları ve takipçilerini, cesaret ve aklın gücüyle alt edebiliriz elbette fakat taraftarlarımız sıkı durduğu müddetçe! Çünkü o gün daha önceden devrimcileri evlerinde barındıranların, o günden sonra: “hoca bi zahmet” diye kapıyı gösterdikleri gündür.

Darbeleri savuşturabiliriz fakat kendimize oto sansür uygulamadığımız takdirde. Ne yazık ki o gün, üç maymunları oynayan taraftarlarımızın patlama yaptığı gündür.   

Faşist tüm saldırı ve komploları etkisiz kılabiliriz ne var ki ezberlerimizi bozduğumuz oranda. Örneğin 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri, 1961 Anayasasını değiştirmeyi kendine görev bilmiştir. 1961 Anayasası etnisite-Kürt sorununda eksik bir siyasi metindir. Fakat devrimci gelişimin nesnel koşullarını da hazırlayandır. İşte bu vb. tüm ezberlerimizi bozarak, eksikliklerimizi gidermek için ortak demokratik cumhuriyet hedefinde birleşmeliyiz.  

İnanın, faşist iktidarları kurdurmayız ama kitleyi küçümsemeden onun içinde olur-ona dokunur ve onun sorunlarını kendi sorunlarımız yapabilirsek. Çünkü kitleler bilinçli olarak eğitimsiz bırakılıyor ve de İslamiyet-Irkçılık-gerici gelenekler, sendika ve kitle ağaları ile hapsediliyorlar. Eğer onları bu zindanlardan aydınlığa çıkartmak için 24 saat onlarla birlikte olabilir ve onların tüm dertlerine ortak olabilirsek, onlar da 12’li tarihlerde başımız sıkıştığında hiç şüpheniz olmasın ki yardımımıza koşacaklardır.

Emperyalizmin-CIA’nın ve işbirlikçilerin tüm oyunlarını bozabiliriz yeter ki birbirimize karşı saygılı olalım, sevgi temelli yaklaşalım: kıskanmayalım-dedikodu etmeyelim-ötekileştirmeyelim-çatışmayalım-birbirimizi öldürmeyelim vb. kötülükleri yapmayalım. Yeter ki okuyalım-tartışalım-haberleşip-bir araya gelelim. Tabii ki herkesi çürüten içimizde ki çürük elmaları ‘o da bir elmadır’ diye sepetimizde tutmayalım. Buna sadece kitlenin karar vermesine müsaade edelim.

12 Eylülleri ve AKP türü iktidarları inanın önleyebiliriz! Yeter ki gerçek anlamda eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını işletip, bu zalimlere fırsat veren-onlarla kişisel çıkarlar için iş yapanları ve de devletin bekası diyerek destek veren CHP dâhil tüm düzen partilerini teşhir edelim. Fakat onların taraftarlarını saflarımıza kazanmak için de hiçbir fırsatı kaçırmayalım ve aralarında sessizce çalışmayı bilelim.

Eğer; Ermeni-Rum-Yahudi-Keldani-Süryani-Ezidi ve diğer tüm halklara yapılan soykırımı kabul eder ve bunun için gerekli adımları atabilirsek,

Eğer; Cumhuriyet döneminde Kürt halkına yapılan zalimlikleri bilince çıkartır ve bu ulusun kendi kaderini belirlemesi için gerekli politikaları oluşturabilirsek,

Eğer, ülkemizde gerçek laikliğin olmadığını, Türkiye'nin yarı kapitalist ve emperyalizme bağlı bir ülke olduğunu, CIA’ye bağlı çalışan gizli ve yasadışı Kontr-Gerilla örgütü ve de Türk-İslam Sentezini savunan gizli Kırmızı bir Anayasanın bulunduğunu kabullenebilirsek hem düşmanı tanımış oluruz hem de onun hakkından gelmeyi başarabiliriz.

Eğer ekonomik olarak; hafif sanayii değil, fabrika yapan fabrikalar kurmayı, artı -değer üreten fakat öncelikle sosyal teknolojik yatırımları yapmayı planlayan bir programla halkın karşısına çıkarsak, bilin ki hem tüm burjuva partiler hem de emperyalistler eriyip yok olacaktır.

Yok, tüm bu vb. bir çok gerçeği bilince çıkartamaz ve gerekli adımları atamazsak, daha çok 12 Eylüller ve AKP iktidarlarını yaşayacağız demektir: AKP gider CHP gelir, CHP gider diğerleri gelir ve halkımızın ensesinde boza pişirmeye devam eder dururlar.

12 Eylül’ler, gerçeklerle yüzleşme zamanı!