Geçen birkaç ayda, KDP, Başkanı ve Başkan Yardımcısı Türkiye’ye yakınlaşıp, Amerika ve Bağdat’a sırtını döndüğü için birçok eleştiriye maruz kaldı.

 

Kürdistan Bölgesi, Bağdat’a sırtını dönüp Ankara’ya yüzünü döndü ve İran ile Amerika’ya karşı minnetsiz kalıp Körfez ülkeleri ile Suudi Arabistan’la yakınlaştı. Ancak Şengal ve Mahmur olaylarıyla KDP ve Kürdistan Bölgesi’nin dış politikası büyük darbe aldı.

 

Fakat Amerika ve uluslararası kamuoyu (IŞİD savaşında) Güneyt Kürdistan’a yardım edip Barzani uluslararası askeri destek alınca, Barzani’nin krizi idare etme gücü ortaya çıktı.

 

Mesud Barzani, Bağdat’a karşı minnetsiz siyasetini sürdürmekle beraber, IŞİD’in ortadan kaldırılmasında bölgede önemli bir aktör oldu.

 

IŞİD’in yok edilmesi için uluslararası desteğin alınması, koalisyon desteğiyle Kobani’ye silah ve mühimmat gönderilmesi, Amerika ve Türkiye’nin Kobani’ye peşmerge gönderilmesine razı edilmesi ve PKK’nin Rojava’da ortak askeri ve idari bir yapının kurulmasına “evet” demesi, krizin olumlu bir hale evrilmesinin işareti.

 

ABD ve Türkiye arasındaki ilişkilerin kısa süreli soğumasından sonra ilişkiler başka bir boyuta geçti ve Barzani’nin elindeki kartlar bölge ülkeleri ile büyük ülkelerle ilişkilerde ani şekilde güçlendi.

 

Bu da KYB ve PKK gibi partilere karşı Barzani’ye ulusal lider imajı sağladı. Baştan beri Kürtler’in IŞİD’e karşı savaşa katılmasını ve Irak’taki olağanüstü durum nedeniyle Irak eski Irak Başbakanı Nuri Maliki’nin iktidarını korumak isteyen KYB, Barzani’nin yükselişinden huzursuz.

 

Onlar, hükümet kurulmadan önce, hiçbir Kürt tarafının katılımı olmadan Maliki’yle anlaşmıştı. Bu yüzden, KYB’nin elindeki Bağdat kartı yanmış durumda.

 

Savaştan sonra da Barzani’yi PKK’ye yardıma mecbur bırakmayı düşünüyorlardı. Böylece Barzani’ye karşı ulusal bir kampanya başlatacaklardı ancak bunda da başarılı olamadılar.

 

O savaşta kendini “kahraman” gibi gösteren PKK de, Kobani’nin yüzde 90’ı IŞİD’in eline geçince, uluslararası destek almak için Barzani’nin kapısını çalmak zorunda kaldı.

 

PKK, Türkiye’nin bir koridor açıp, peşmergenin ağır silahlarla Kobani’ye geçeceğine inanmıyordu. Ama Türkiye ve Barzani, PKK’ye mazeret ve kaçamak yapacağı bir durum bırakmadı. Türkiye’nin bu hamlesi her ne kadar taktiksel de olsa, Türkiye ve Barzani’nin ilişkilerinin yenilendiğinin işareti oldu. Ayrıca, Türkiye’nin Barzani’ye sırtını döndüğünü söyleyenler için de bir mesaj oldu ki, Türkiye Barzani için çok şey yapmaya hazır.

 

Türkiye tarafından koridor açılması ve Rojava partilerinin Duhok’ta anlaşması, Barzani ve Türkiye arasındaki ilişkilerin bir üst derceye ulaşmasına vesile oldu. Öte yandan, PKK’nin Rojava Kürdistanı’ndaki despotizmine son verilmesini sağladı.

 

Kürtler’in şu an içinden geçtiği süreç milli ve demokratik bir bakış açısıyla ele alınırsa, ulusal bir ruhla yaklaşılırsa, bununla beraber örgütsel ve taktiksel olarak kullanılmaya çalışılmazsa, yeni bir dönemin müjdecisi olacaktır.