Göçmen kökenli siyasetçiler bizim sorunlarımıza çaremi üretiyorlar yoksa seçildikten sonra kendi koltuklarını mı sağlamlaştırmak için partilerine mi oynuyorlar?

Bizim irademizi temsilen seçtiklerimiz,bizim sorunlarımıza çözüm üreteceklerine,kendi yerlerini sağlamlaştırmak için hala Türkiye’deki emsallerinin emmi-dayı siyaseti gibi,ucuz siyaseti takip edip lay lay lom ile vakit geçiriyorlar.

Bizim türkçede güzel bir cümle var ‘’Tok açın,zengin fakirin halinden anlamaz’’ diye. Bizler burada yeni bir Ülkede yeni köksalmağa çalışan meyve ağaçları gibi Vatandaşlık görevimizi yerine getirip yaşarken,temsil hakkımızı da kullanarak Eyalet veya Federal meclise yolladıklarımız seçilinceye kadar göçmen sorunları ile uğraşacaklarının sözünü veriyor, seçildikten sonra da kendilerine parti içinde yer edinmek için sisteme uyuyaorlar

Halbuki Alman partilerinde var olmalarının birinci temel kaynakları,Alman vatandaşlık yasalarına göre seçme hakkına sahip göçmen kökenli kişilerden oy topluyabilmek için aday gösteriliyorlar.

Seçimle elde ettikleri güçlerini,kendi çıkarlarına göre değil seçildikleri toplumların çıkarlarına harcamalıdırlar.

1970 li yılların efsane Başbakanı Sn.Helmut Schmidt,1982 yılında verdiği bir demeçte ’’Biz 1950 li yıllarda Almanya’nın imarı için çağırdığımız iş gücünün insan olduğunu unutmuşuz!’’ demişti.

Bugün gelinen göçmen politikasında strateji yine aynı ve CDU genel sekreteri geçen günlerde verdiği demeçte ‘’Biz göçmen istemiyoruz ama çalışacak insan istiyoruz!’’ diyor.50 yıl sonra Alman toplumunun seçtiği yine aynı yerden bakıyor.

Bu siyasetçiler Almanya’ya yön veren yöneticiler.Halbuki gelenler kendi kültürleri ile gelen İnsanlar ve son 50 yıldan başlamak üzere bu politikacıların göremedikleri burada yeni bir karma toplumun veya milletin doğmakta olduğu ve gelen göçmenlerinde bundan sonraki üst kimlik Almanya ve Alman bayrağı altında yeni alt kimlikli birleşik bir milletin oluşmakta olduğudur.

İşte bizim seçtiğimiz ve iradelerimize temsil yetkisi verdiğimiz kişiler,yeni oluşmakta olan kimliği en kolay kavrayabilecek temsilciler olarak,(aynı yaşamın parçası olmaları nedeniyle) buradaki iki farklı toplumu kaynaştıracak sorunlara eğilmeliler.

Burada:

-Çocukların öncelikle kimlik sorunları var,

-Çocukların eğitim sorunları var,

-Çocukların farklı din algısından gelmesi nedeniyle sosyolojik sorunları var,

-Gençlerin iş sorunları var,

-Gençlerin sağlıklı geçiş yapabilmeleri için aile ilişkilerinde sorunları var,

-Göçmenlerin hala yabancıya karşı var olan Alman kurumlarında ön yargı sorunları var,

-Gençlerin hala sosyal aile düzeninde çıkılamaması nedeniyle kendilerine güven sorunları var,

-Gençlerin,kağıt ve kanun önünde eşitlik var olmasına rağmen Alman bankacılık sisteminde güven sorunları var,

-Üniversiteli gençliğişin sorunları var. Vs.vs.


Göçmenler temel alınarak aday yapılıp ve göçmen destekli oylarla seçilenler ise bu sorunlar yerine kendi gelecekleri için yerlerini garanti edecek,dernek,cemaat ilişkilerini perçinleme istekleri var.

Burada seçimlerde oy kullanan Vatandaşlarımız da bilinçlenmeli ve ‘’Laf olsun torba dolsun’’ türünden seçtiklerine,oy verdiklerine belli görüş,inanç,etnik köken vs. yerine kendi geleceklerine uygun kanunlar nezdinde yeni gelecek oluşumundaki katkılarına bakıp gelecek seçimlerde oy kullanmalılar.

Ben kendi hesabıma kendimin oy verdiklerimi takip ediyorum ve puan veriyorum.

Benim desteklediğim Sn.Bayan Aydan Özoğuz Hanım,Federal Göçmen Bakanı Sn.Bayan Güngör Yılmaz, Eyalet Meclisinde parti Divan adayı, Sn.Deniz Çelik,Eyalet Meclisinde Parti Grup Başkan vekili,

Toplumun sosyal barış,yeni millet oluşumunda yaptıklarını takip ediyorum.

Verdikleri sözü tutmazlarsa gelecek seçimlerde kesinlikle oy vermediğim gibi çevremde çalışmalarımda negatif olacaktır.

02.03.2015