Mercan Karadağ ile Söyleşi

Soné Gülyan / Köln

Mercan Karadağ pazar günü Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yapılacak Uyum Meclisi seçimlerinde Kamen şehrinde birinci sıra adayı. Dört çocuk annesi olan Mercan Karadağ Aryen Haber adlı internet gazetesindeki politik-toplumsal içerikli yazıları ve redaksiyon çalışmasıyla da tanıdığımız biri. Başarılı bir şekilde sürdürdüğü hemşirelik mesleğini sağlık sebebiyle bırakmasının ardından, yine de boş durmak istemeyen anne, şu anda gönüllü olarak bir çok uyum projesinde resmi kurumlara ve okullara yardımcı oluyor. Beş dile (Almanca, Hollandaca, İngilizce, Kürtçe ve Türkçe) hakim olan Mercan Karadağ MONA (multikulturel, offensiv, neutral und alternativ: çok-kültürlü, atak, tarafsız ve alternatif) adlı listeden aday. Uyum Meclisi´ne girmesi durumunda bugün uyum sorununa yönelik gönüllü olarak yaptığı işleri daha sistemli ve profesyonel yapma şansı olacak. Seçime çok az kala sorularımızı cevapladı:

Mercan Karadağ

Sevgili Mercan, bu sene yapılacak uyum meclisi seçimlerinde adaylığınızı koydunuz. Bize kısaca kendinizi tanıtıp, bu konudaki motivasyonunuzdan bahsedebilir misiniz?

Mercan Karadağ: Evet, ben 51 yaşında, emekli hemşireyim. Doğduğum yıl annem ve kardeşlerimle Almanya'ya babamın yanına geldik. O günden itibaren de buralıyım diyebilirim. Şu an gönüllü olarak Unna ilçe belediyesi bünyesinde komünal tercümanlık ve yanısıra ebeveyn eğitimi üzerinde yoğunlaşmış bulunmaktayım. Aslında uyum meclisi seçimlerine aday olmak fikri, bu çalışmalarım esnasında yerel yönetimlerde yer alan Alman arkadaşlarımın bana sunduğu bir öneriyle gelişti. Multikulturell, Offensiv, Neutral, Alternativ açılımıyla MONA kadın listesi olarak seçimlere katılmaya karar verdik. Uyum meclisinde yer alma motivasyonum yaşadığım günlük hayat içerisinde kendisini bana dayattı diyebilirim. Tercüman olarak gittiğim kurumlarda özellikle kadın ve çocukların, gençlerin yaşadıkları zorlukları, savaş bölgelerinden gelen çocukların travmatik halleri ve bazen de sadece uyum eksenli rahatsızlıkları gördükçe, bu konuda bir şeyler yapılması gerektiği farkındalığı oluşuyor zaten.

Seçime katıldığınız bölgede nasıl bir panorama hakim? Başka bir deyişle Uyum Meclisi neden önemli?

Mercan Karadağ: Kamen Uyum Meclisi, 1994'ten bu yana aktif olan Yabancılar Danışma Kurulu'nun etkinliğini artırmak amacıyla 2005 yılında bir öneriyle gelişti ve 2014'te ilk defa seçimle görev aldı. Şunu da belirtmeliyim ki, Kamen Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinin yoğun göç alan şehirlerinden biri ve mevcut durumda 90'ın üstünde farklı milletten insanlar yaşıyor şehrimizde. Siz de takdir edersiniz ki bu kadar farklı etnik kökenin bir arada uyum içinde yaşaması sağlıklı bir entegrasyonu da zorunlu kılıyor. Ancak Uyum Meclisi'nin şu ana kadar tüm potansiyelini kullandığını sanmıyorum. Neticede bu meclis toplumdaki tüm göçmenlerin temsili olmalı ve böylelikle onlar için yerel zeminde sosyal ve politik hayata eşit katılımını sağlamalı. Bunun yolu da yine kültürler arası diyalog ve açılımlardan geçer. Tabi ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleyi de içinde barındırmalı.

Göçmenlerin uyumunu ya da uyumsuzluğunu hangi etmenlere bağlayabiliriz? Yani ekonomik, politik ve kültürel yaklaşımların ortak yaşam üzerinde nasıl etkileri var?

Mercan Karadağ: Burada bir genelleme yapılamayacağını düşünüyorum. Yeni gelenler ile iki-kültürlü bir aile geçmişine sahip olup, burada büyüyenler bazen aynı sorunları yaşayabiliyor, bazen de çok uç problemlerle karşılaşabiliyorlar. Zira her insanın farklı bir hayat hikayesi vardır. Kimlik dediğimiz olay var. Tek bir kimliğe sahip olmayan, yaşam içerisinde farklı kimliklerle veya birden fazla dil ile büyümüş gençler var mesela. Bu artık bir eksik olarak değil bir potansiyel olarak algılanıyor. Yeni gelen göçmenlerin yaklaşımları da önemlidir elbette. Burada en önemli yaklaşım bulunduğu ülkeyi kabul etme ve karşılığında kabul edilme durumudur. Her şey bununla başlar. Karşılıklı kabul ölçülerinin düzeyi ortak yaşamı etkiler. Kalıplaşmış ekonomik, politik, kültürel yaklaşımlar da zamanla buna uyum sağlar. Mesela ben Almanya'da büyüdüm, ama muhafazakâr ev ortamında Ortadoğu kültürü hakimdi. İki ayrı dünyada yaşamayı başarıyla sürdürmek öyle kolay değil tabi ki.

Uyum Meclisi'ne seçilmeniz durumunda nasıl bir çalışma yapmak istiyorsunuz?

Mercan Karadağ: Kadın listemizde bulunan diğer arkadaşlarımız ile birlikte, öncelikli olarak varolan sorunları tespit edip çözüme ulaştırmak temel amacımız. Entegrasyonun toplumun ortak vazifesi olarak sağlam bir zemine oturtulması gerekir. Eğitim ve sağlık kurumlarına kolaylaştırılmış erişim, kültürler ve dinler arası diyalog, resmi makamlarda kültürlerarası açılım amaçlı eğitimler, çok-dilliliğin teşvik edilmesi gibi çalışmaları takip edip yerel yönetimin bu yönlü kararları almasında etkili olmak istiyoruz. Yine yerel-bölge siyaseti içinde göçmenlerin aktif katılımını sağlamak için uyum meclisleri perspektif sağlamalıdır. Bunun yanısıra yapısal ve kurumsal ırkçılık ile mücadele içerisinde olmak da elzemdir.

Yerleşik normların insan odaklı güncel yorumunu pratikte göstermek gerekiyor. Burada insana doğrudan temas etmenin farklılığını yakalamaktan da bahsedilebilir. 

Gördüğünüz gibi yapılacak çok iş var. Engels'in “Bir gram pratik, bir ton teoriye değer.” sözünü de bu bağlamda hatırlamakta fayda vardır belki. Seçilme durumunda en kısa zamanda ihtiyaçlara göre belirlenmiş yeni uygulamaları esas alan yöntemimizle faydalı olacağımızı düşünüyorum. 

Peki Mercan, size ve listenize başarılar diliyorum. Teşekkürler sorularımızı cevapladığınız için.

Mercan Karadağ: Ben de teşekkür ederim..