Bir zincir markette gıda ve perakende yöneticisi olarak profesyonel iş yaşamını devam ettiren Nazım Çivi, geleneksel yemeklerin yurt dışına satılması için geliştirdiği proje için yatırımcı aradığını belirtti. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen Gıda Ar-Ge Proje Pazarı’nda da projesini sergileyen Nazım Çivi, “Türk mutfak kültüründe yaygın olan sarma, dolma, bulgur gibi geleneksel yemeklerimizi dünya mutfak kültürüne kazandırmak için böyle bir çaba içine girdim” dedi.

RAF ÖMRÜNÜ UZATACAK SİSTEM

Projesi hakkında teknik bilgiler de veren Çivi, dünyanın en ünlü aşçılarının kullandığı ve tarihi 1700’lü yıllara dayanan “sous vide’ sistemi ile geleneksel Anadolu yemeklerinin de pişirilip ambalajlanabileceğine işaret etti. “Su fırını' olarak da bilinen “Sous Vide' yöntemi ile gıda ürünlerinin hava almayan plastik bir torba içine konularak yaklaşık 60 derecelik suda uzun süreli pişirildiğini ve farklı bir lezzet elde edildiğini ifade eden Çivi, “Sous vide sistemi kullanılarak taze olarak pişirilen yemeklerin pastorize edilerek özel bir ambalajlama tekniğiyle paketlenmesi ve 4 derecede saklanarak 30-45 gün raf ömrü verilmesi mümkün. Geleneksel yemeklerimizi ihraç edebilmek için seri üretim ve endüstriyel prosese dahil edip ambalajlayıp dünya pazarlarında satışa hazırlamak gerekir” diye konuştu.

KÜLTÜRÜMÜZÜ TANITICI BİR PROJE

Tahmini olarak 3-4 bin metrekarelik bir tesiste gerçekleştirilebilecek bir üretimle Türkiye için katma değeri yüksek ve yenilikçi bir sektörün geliştirilebileceğini söyleyen Çivi, “Günümüzde AB ülkelerinde yaygın olan “chilled meals/ foods' (taze korunmuş gıda) ürünlerine alternatif olabilecek ve kültürümüzü tanıtıcı bir proje olabilir. Bu yemek ürünlerinin tanıtımı için gıda fuarlarının yanı sıra e-ticaret yöntemleri de kullanılabilir” diye konuştu.



BT (İÖ/AK)