Küresel büyümenin sürdürülebilir olması için çalıştıklarını belirten Erdoğan, “Küresel büyümenin uzun vadede sürdürülebilir dengeli ve kapsayıcı bir şekilde devam etmesi için gereken reformlar en önemli gündem maddelerimizden biriydi. İnovasyon, makro ekonomik politikaların uyumu hakkında fikir alışverişlerinde bulunduk. Türkiye olarak büyümenin G20 ile birlikte ana fikri içeren kapsayıcılık fikrine özel önem veriyoruz. İstihdam ve finansal konularda gelişmekte olan, gelişmiş az gelişmiş ülkelerin kapsamasına önem verdik. Kapsayıcılık ilkesinin Çin Halk Cumhuriyeti’nin de benimsendiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. dedi.

“Sürdürülebilir kalkınma için 2013 yılın dair bir eylem planını kabul ettik.” diyen Erdoğan “Küresel ticaretin güçlendirilmesinin hepimizin yararına olduğu açıktır.” ifadelerini kullandı.

Mülteci sorununa da değinen Cumhurbaşkanı Batı’nın bu konudaki duyarsızlığına vurgu yaparak,  “Mülteci sorunu konusunda maalesef iyi bir sınav verilemedi hala da verilemiyor. Topraklarında 3 milyon Suriyeli ve Iraklıyı şu anda barındıran bir ülke olarak Türkiye bu konunun en önde gelen muhataplarından biridir. Bunu yaparken yaptığımız harcama 12 milyar doların üzerindedir, STK’larımızı da ele aldığımızda rakam” 25 milyar dolara ulaşmaktadır. dedi.

Erdoğan zirvede güvenli bir bölge oluşturulmasını bütün liderlere söylediklerini açıklayarak şunları kaydetti: “Tüm liderlere Suriye’de bir güvenli bölge oluşturulmasını, 95 km uzunluğunda 40 km güneyden kuzeye bir bölge oluşturmak üzere burada mülteci sorununu çözebiliriz diye ısrarla söyledik. Şimdi bu zirvede de tüm dostlarımıza bu konuyu açtık. Hatta sadece o güvenli bölgede değil, değişik yerlerde bulunan Suriyeli mültecilerin iskanıyla alakalı çalışmaları yapmakta olan hükümetimiz çalışmalarına devam ediyor. Prensipte kimsenin karşı çıkmadığı bu teklifin hayata geçirilmesi konusunda. Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin iskanıyla alakalı çalışmalar yapmak üzere hükümetimiz faaliyetine devam ediyor. Hiçbir ülke bu konuda somut bir adım atmamıştır. Suriye krizi yeni ülkelerin sahaya inmesiyle daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. Suriye krizi bir yandan ülke içinde can kayıplarını, diğer yandan tetiklediği sığınmacı dramını da sürdürmeye devam ediyor. Batı ülkelerinin sığınmacı konusunda takındığı güvenlikçi ve ırkçı tavır da utanç vericidir. Şu anda Suriye’de öldürülenlerin sayısı 600 bini geçmiştir. ” Dedi. 

Erdoğan ayrıca, “Türkiye dışarıdan yardım gelse de gelmese de mültecilere ev sahipliği yapmaya devam edecektir.” diyerek ülkenin bu konudaki kararlılığını bir kez daha vurguladı.

15 Temmuz darbe girişimi karşısında Türk milletinin büyük cesaret sergilediğini kaydeden Cumhurbaşkanı, “Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşadığı darbe girişimi terörizmin ilk defa görülen bir biçimidir. 15 Temmuzda askeri üniformaya bürünmüş teröristlerin milletimizin vergileriyle alınmış F16larla tank toplarla kendi halkını öldürmeye teşebbüs etmiştir. Ülkenin her köşesinden 241 vatandaşımız vefat etmiştir. Ben milletimle gurur duyuyorum, iftihar ediyorum” dedi.

15 Temmuz gecesi yaşananlardan bahseden Cumhurbaşkanı, “Havaalanında indiğimde on binlerce insan beni bekliyordu. Onlar F16lardan tanklardan korkmuyordu, tankların altına kendini atan genç hanımlar vardı” dedi.

Terör örgütleri arasında FETÖ, PYD, PKK, DAİŞ olarak ayrım yapmanın doğru olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Teröristin iyisi kötüsü olmaz teröristlerin hepsi kötüdür lanetlidir. Terör örgütleri konusunda ayrım yapmak suretiyle bir fatura çıkarmak isteniyorsa bumerang gibi dönüp o ülkeyi de vurur. Türkiye’nin başına gelen yarın başka bir ülkenin başına gelebilir.” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ne pahasına olursa olsun terörizmle mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Cerablus operasyonu bu kararlılığın ifadesidir.” diyerek sınırın IŞİD tehlikesinden arındırıldığını açıkladı.

Erdoğan Suriye’ye ilişkin, “Suriye konusunda ise Koalisyon güçleri ile işbirliği içindeyiz. Rusya ile özellikle Halep bölgesinde bir işbirliğini gerçekleştiriyoruz. Çünkü bir an önce bölgede bir ateşkesin ilan edilmesi için bir çalışmanın içerisindeyiz. Bu konuda gerek Amerika gerek Rusya gerekse Türkiye Dışişleri Bakanlarımız süreci çalışıyorlar. Temenni ederim ki Kurban Bayramı Kurban Bayramı öncesi bu ateşkesi sağlamak suretiyle Halep halkı bütün bu bombalardan kurtulsun ve çocuklarıyla birlikte orada aylardır gıda ilaç giyim vs gibi bunlardan yoksun olarak bir yaşam mücadelesi verenlere Kızılayımız olarak yardımları ulaştıralım istiyoruz.” ifadelerini kullandı