Korutürk Caddesi'ndeki Şehitkamil Emniyet Müdürlüğü Karşıyaka Polis Merkezi yakınlarında 20 Ağustos'ta bombalı aracın patlatılması sırasında Onur Fikret Aker, eşi 21 yaşındaki Duygu Aker, kızları 1 yaşındaki Almina Melisa Aker ve yeğenleri 11 yaşındaki Sevgi Gülperi İnanç hayatını kaybetmişti.

Aker ailesiyle birlikte toplam 9 kişinin hayatını kaybettiği patlamada oğlu, gelini, torunu ve yeğeninin kaybeden Nursen Aker acısını dinlendirmeye çalışıyor. Acıların en büyüğünü yaşadığını belirten kalp hastası anne Nursen Aker, 6 yaşındayken babasız kalan oğlu Onur Fikret ile diğer çocuklarını büyük zorluklarla yetiştirdiğini söyledi. Bombalı saldırıda kaybettiği oğlu Onur Fikret'in 21 yıllık hayatının yokluklar içinde geçtiğini anlatan anne Nursen Aker, "Askere gitmeden önce garsonluk yapıyor, küçük yaşından beri hep çalışıyordu. Babasını kaybedince gözleri görmeyen bir kızım ve 3 oğlumla kalakaldık. Bir emekli maaşımız vardı. Hep çalıştı, çabaladı. Onur lisedeyken Duygu'yla birbirlerini sevdiler. Bu sevgi uğruna okulu bıraktılar. Mecburen nişan yaptık. Ben de kalp hastalığı ortaya çıkanca 'Gözüm açıkken düğününü göreyim' dedim ve evlendiler. Düğünden 3 ay sonra askere gitti. Oğlum Şırnak'ta 9 aylık askerken ben geçtiğimiz haftalarda bir kalp krizi geçirdim. Gelinim Duygu, Onur'un komutanını arayıp, 'Onur annesine düşkün, izin verirseniz gelsin görsün' demiş. Zaten 1 yaşındaki kızının konuşmasını telefonda duyunca çok etkileniyordu. Hem beni hem torunumu görmeye izine Gaziantep'e geldi, kızına doyamadan bu hain saldırıya kurban gitti" diye konuştu.

MEZAR ZİYARETİNE GİTTİ 2 SAAT SONRA ÖLDÜLER

İlginç bir rastlantıya da dikkat çeken anne Nursen Aker, bombalı saldırıdan 2 saat önce oğlunun tekrar Şırnak'a dönmek için otobüs biletini aldığını kaydederken, şunları söyledi:

"Sonra eşi ve bebeğiyle otogarın yakınındaki mezarlığa giderek babasının mezarını ziyaret ettiler. Ardından da olayın olduğu mahallede oturan kardeşimin evine gittik. Orada otururken bayram günü olduğu için açık kasap bulamadılar. Onur da 'Bizim mahallenin kasabı açık oluyor. Biz gider et alır, geliriz' deyip, otomobille gelinim Duygu, torunum Almina Melisa ve yeğenim Sevgi ile Karşıyaka semtine gittiler. Aradan 10 dakika geçmeden bir patlama oldu. Biz 4'ncü kattaki evin balkonundan alevleri gördük. O alevler sanki benim yüreğimden çıktı. Kardeşim beni sakinleştirmeye çalıştı, sonra televizyonu açtığımızda Onur'un kullandığı otomobilin plakasını gördüm. O zaman dünyalar başımıza yıkıldı. Kendisinden bir yaş küçük kardeşi İsmail de Ankara'da askerlik yapıyordu. Ağabeyin yaralı dedik, çağırdık. Buraya geldiğinde şehit olduğunu öğrendi. Oğlum, babasının mezarını ziyaret ettikten 2 saat sonra öldü ve babasının mezarının yanında onu da toprağa verdik. Oğlum ve gelinim daha 21 yaşındaydı. İkisi de babasız büyümüştü. Torunum tek mutluluk kaynağımdı. Bütün acılarımı bana unutturuyordu. Onun ne suçu vardı. 1 yaşındaki çocuğa nasıl kıydılar? Bitsin artık bu terör. Biz yandık başkaları yanmasın."