Hamburg'un tanınmış eski küçük sinemalarından Kabare ve Tiyatro oyunlarının sahnelendiği „Politbüro“'da unutulmaz bir müzik akşamı yaşandı.
Saat 20.00 de Türkiye’den tanığı olduğumuz „Ruhi Su“ konserleri gibi sade bir havada başlayan konser, dinleyenleri derinden etkiledi.
Aralarında alman müziksever dinleyicilerinin de bulunduğu “Su Türküler Göç Türküler Nazım Şarkıları“ adıyla kamuoyuna tanıtılan konserde Hasan Yükselir, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Mevlana, Pir Sultan Abdal ve Nazım Hikmet’ten seçme şiirleri türküleştirmişti.
Okuduğu türkülerin kısa tarihçesini de anlatarak dinleyicilerin dikkatlerini toplayan Hasan Yükselir, alışılagelmiş müzisyenlerden farklı olduğunu sahnede kendisine eşlik eden müzisyenlerle samimi diyaloglarında da göstermekteydi.
„Dostum dostum“ türküsü salondaki izleyicilerin katılımıyla hep bir ağızdan söylendi.
Nazım Hikmet’in „bir hazin hürriyet“ şiirini türkü tadında okuduğunda sanatçı biran da olsa kendinden geçtiği gibi, müthiş bir performansla söylediği türküyle dinleyenleri de neredesiniz ayağa kaldırıp gençlik yıllarındaki gibi sloganlar attıracaktı.
Gerek sahnedeki, gerekse de sahne arkasındaki mütevazi ve „halktan biri“ olarak samimi davranışlarıyla dikkat çeken Hasan Yükselir’e sahnede Piyano’da Rolf Langhans, Klarnet’te Friedemann Matzeit, Bağlama’da Vural Güler, Keman’da Barbara Sadowski, Bas’ta Martin Lillich ve Perküsyon’da Yılmaz Yurtsever eşlik ettiler.
- Hasan Yükselir ve Barbara Sadowski Sahne arkasında -
Gazi Üniversitesi Müzik bölümü mezunu olan Hasan Yükselir,1993 yılından beri Almanya’da yaşamaktadır. Şuan ki yaşadığı Berlin’i “bir otel gibi” kullanıyorum diyen sanatçının, TRT’nin birçok drama ve belgesellerinin müziklerinde imzası bulunmaktadır. Şerif Gören (Umut Sokağı) ve Tunç Başaran’ın (Uzun İnce bir Yol) yönetmenliğini yaptıkları çeşitli filmlerdeki müziklerde de imzası vardır.
Avrupa ülkelerinde birçok kenttte ırkçılık karşıtı konserlerde türküler dile getirmiştir.
Sanatçının „Günler“,“Ayrılık“, “Konserlerim 1” “Su Türküler“ ve “Göç Türküler” albümlerinin yanında “Sevda Ateşten Bir Gömlek” ve değişik birçok müzikali bulunmaktadır.
Nazım Hikmet’in Bİr Hazin Hürriyet şiiri
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün! Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan hürriyetiyle hürsün!
Başın ensenden kesik gibi düşük, Kolların iki yanında upuzun,
Büyük hürriyetinle dolaşıp durursun, İşsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!
En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
Hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!
Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
Doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!
Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
Büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
Yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle Hürsün
Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok Hürsün.
Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.