Almanya'daki Hukukçuları temsil eden üç çatı örgütünün imzasını taşıyan “NSU 2.0” Faillerine Yönelik Soruşturmaları Artık Aydınlatın! başlıklı ortak açıklamada yetkili resmi kurumlar sert dille eleştirildi.

Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği (der Republikanische Anwältinnen- und Anwälteverein e. V. -RAV-) Demokratik Hukukçular Birliği (die Vereinigung Demokratischer Juristinnen und Juristen e. V. -VDJ-) ve Ceza Savunma Birliği Teşkilat Bürosu (das Organisationsbüro der Strafverteidigervereinigungen); Perşembe günü birlikte düzenledikleri ortak basın açıklamasında: Avukat Seda Başay Yıldız ile dayanışmalarını dile getirdiler. Ve Seda Başay Yıldız ile birlikte; “NSU 2.0” faillerine ilişkin gerçek-etkili bir soruşturma talep ettiler.

'FAİLLERİN HESSEN POLİSİ İLE İRTİBATTA OLDUĞUNU VARSAYIYORUZ'

Ortak açıklamada "Aileye yönelik bu tehdit mektuplarında yer alan detaylı tüm kişisel veriler, Hessen’deki bir polis karakolundan temin edilmiştir. Daha sonra adreslerin başkaları tarafından edinilemeyecek bir biçimde gizlenmesine rağmen, meslektaşımız yeni tehdit mektupları almaya devam etmektedir. Faillerin bir şekilde Hessen Polisi ile irtibatta olduğunu varsayıyoruz." ifadeleri dikkat çekti.

Ortak gerçekleştirilen basın açıklamasının içeriği şöyle:

Frankfurtlu meslektaşımız Av. Seda Başay Yıldız, iki buçuk yıldan fazla bir süredir kimliği belirsiz faillerden, kendisine ve ailesine hakaretler yağdıran ve ölüm tehditleri içeren mektuplar almaktadır. Meslektaşımız NSU Davaları’na, bir Ceza Savunması Avukatı niteliğiyle müdahil olmuştur. Gösterdiği bu hukuki cesaret sebebiyle, bu yıl Wiesbaden kentinde verilecek olan Ludwig Beck Ödülü’ne layık görülmüş ve çizdiği bu aktif profil sebebiyle isimsiz faillerin odağı haline gelmiştir. Aileye yönelik bu tehdit mektuplarında yer alan detaylı tüm kişisel veriler, Hessen’deki bir polis karakolundan temin edilmiştir. Daha sonra adreslerin başkaları tarafından edinilemeyecek bir biçimde gizlenmesine rağmen, meslektaşımız yeni tehdit mektupları almaya devam etmektedir. Faillerin bir şekilde Hessen Polisi ile irtibatta olduğunu varsayıyoruz. Gönderilen bu tehdit mektupları, mektubu kaleme alanlarca apaçık bir şekilde sağcı terörün canice yöntemlerine başvuran “NSU 2.0” adına imzalanmıştır. Bu tür tehdit mektuplarını alan tek meslektaşımız Seda Başay Yıldız değildir. Başka meslektaşlarımız da, gazeteciler, politikacılar, sanatçılar ve aktivistler de “NSU 2.0” kısaltılmış imzasıyla gönderilen tehdit mektupları almaktadır.

Bu tehditler bilhassa; meslekleri  ırkçılığa, aşırı sağcılığa ve cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkmayı, dolayısıyla kendilerini kamuoyuna bu yönlü ifade etmelerini gerektiren kadınları etkilemektedir.

Hessen Adli Kovuşturma Daireleri, şimdiye kadar herhangi bir soruşturma neticesini kamuoyuna açıklamamıştır. Bu tür soruşturmalar, ya yıllar geçmesine rağmen nihayetlendirilememiş ya da kesin bilgilere ulaşıldığı halde, muhtemelen polislerin itibarını sarsmamak üzere gizli tutulmuştur. Üstelik meslektaşımızın Hessen Polisi’nden aldığı koruma da yetersizdir.

Bu durum, daha fazla müdafaa edilebilir bir durum değildir.(...)

Polis memurları aleyhine soruşturma yapacak bağımsız bir soruşturma organı oluşturulamadığı bu süre içerisinde, faillerin bağlı oldukları ya da faillerle yakın bağları olan polis makamlarından tamamen bağımsız olan makamlar tarafından; en azından tüm yasal imkânların etkili-gerçek ve bağımsız soruşturmalar yürütmek üzere kullanılması sağlanmalıdır.

“NSU 2.0” failleri ile bağlantılı sorgu verileri farklı federal eyaletlerdeki, farklı polis bilgisayarlarında gerçekleştirildiğinden, bunun tek bir faili değil, birçok faili olduğunu varsayıyoruz. Bu soruşturmaların, Federal Savcılığın yargı yetkisi dahilinde olabilecek bir suç örgütü şüphesini haklı kılıp kılmadığını bilemiyoruz. Federal Kriminal Dairesi, en azından soruşturmaların eyalet sınırlarını aşmış olma karakterinden ötürü, soruşturmaları direk üstlenmeli ve devralmalıdır. (...)